TÜRK MODERNİZMİ’NİN MİHENK TAŞLARI

Türk sanat tarihi adına çok önemli bir seçki MKM, Beşiktaş Çağdaş Sanat Galerisi’nde izleyiciyle buluştu. Prof. Dr. Kıymet Giray’ın küratörlüğünü üstlendiği “Türk Modernizmi; SEÇKİLER İSTANBUL” başlıklı sergi, yerel sanatsal eğilimlerin geçmişten bugüne izlediği yola, geçtiği aşamalara odaklanıyor.

Bugün gelinen noktada, ülkemizdeki çağdaş sanat pratiğini derinlemesine anlamlandırabilmek ve hangi referanslar, kaynaklar ya da karşıtlıklardan beslendiğini görebilmek için öncelikle Türk Modernizmi’ni mercek altına almalıyız. 20. yüzyılın ilk çeyreğinde tüm dünyada hem düşünsel hem de sanatsal bir akım olarak tahta oturmuş olan modernizm kavramının Türkiye sınırlarına girmesi 1920’lerin ortalarına denk düşmektedir. Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren yurt dışına eğitim almaya giden sanatçılarımız, evrensel sanat gündemini takip etme ve süregiden eğilimlere pratiklerinde yer vermeye başlamışlardır. Özellikle Ali Avni Çelebi ve Zeki Kocamemi aracılığıyla yerel anlayışta kırılma yaratan Hofmann Okulu ve Alman Ekspresyonizmi’nin etkisinin yoğunluklu olarak hissedildiği bu dönemde dışavurumculuğu, özgün çizgileriyle yorumlayan Türk sanatçılar giderek kendi modernist öncülerini ve köklerini ortaya koymuşlar diyebiliriz. 1950’lere gelindiğinde ise Türk Modernizmi, alt akımlarını yaratacak düzeyde çeşitlenmiş; geleneksel temalarla dönemin güncel yönelimlerini aynı potada eriten sanatçılar, plastik sanat tarihimizin yazımını resmi olarak başlatmıştır. Kıymet Giray’ın değerli sunumu ve düzenlemesiyle izleme fırsatı bulduğum sergide, işte bu derin tarihin en ünik örneklerini seyrederken, Türk Modernizmi’nin doğuş ve yükselişini keyifle anımsadım. Soyuttan figüratife, dışavurumcudan, sürrealiste kadar modernist akımların en başarılı örneklerinin bir araya getirildiği sergi, sanatseverler için adeta bir kılavuz niteliğinde. Başta öğrenciler olmak üzere Türk sanat tarihinin gelişimini tutarlı bir özet şeklinde kavramak isteyen herkesin; zevk alarak ve kendi çıkarımlarını yaparak, sergiden doygun bir hisle ayrılacaklarından eminim.

Tıpkı bir sanat tarihi kitabı okur gibi kronolojik bir dizilimle izlenebilen “Türk Modernizmi; SEÇKİLER İSTANBUL” sergisi, devam edecek bir projenin ilk ayağı olarak tasarlanmış. Türk resim ve heykelinin eğilimlerinin öyküsünü anlatırken; başlangıcı, soyut sanatın en erken temsilcisi değerli ressam Adnan Çoker ile yapmaları bir diğer önemli nokta bana göre. Geleneksel izler taşıyan Devrim Erbil gibi ustaların yapıtlarını da içeren bölümün devamında, 1960’ların bireysel ve toplumsal açmazları paralelinde zenginleşen sanat ortamı; yeni-nesnelcilik, toplumsal gerçekçilik, figüratif dışavurumculuk gibi pratiklere zemin oluşturmuş. Serginin bu bölümünde yer alan Tomur Atagök, Nur Koçak, Bedri Baykam, Bubi gibi sanat tarihimizin öncü isimlerinin yapıtlarını bir arada gördüğümde, yepyeni çözümleme ve yorumlamalara ulaşılabildiğini de keyifle deneyimledim. Kaynaklara dayalı bu tarih yazımının mihenk taşları arasında yer alan Mehmet Güleryüz, Alaettin Aksoy, Koray Ariş, Hüsamettin Koçan, Osman Dinç, Yusuf Taktak, Kemal Önsoy, Tayfun Erdoğmuş, Ekrem Yalçındağ gibi yıldızları tek bir çatı altında görmek heyecan vericiydi. Türk resim ve heykel sanatının 1950’lerden günümüze uzanan hikâyesine tanık olmayan sanatseverler,  25 Ocak tarihine dek mutlaka MKM, Beşiktaş Çağdaş Sanat Galerisi’ni ziyaret etmeli.


print