AFRİKA’DAN SANAT ATAK

Günümüze kadar çağdaş sanat haritasında Afrika’nın yeri neredeyse yok denecek kadar azdı.  Oysaki hafızalarmızda yer etmiş olan Picasso’nun ünlü eseri Avignon’lu maskeli kızları bile Afrika kültürünün esintilerini yansıtıyordu. Sanatçı bu eseri ile Afrika sanatının zenginliği ve önemine dair bize ipuçları veriyordu fakat yıllarca bu kıtanın sanat alanında ki gerçek değerini görememiştik.

Asyalı ülkelerin sanat alanındaki yükselişinden sonra şimdilerde gözler Afrika sanatına odaklandı. 2005 yılında Londra Hayward Galeri’de açılan Africa Remix, 2014 Saatchi Galeri-PANGAEA 1 sergileri ve 1:54 Çağdaş Afrika sanat fuarı, yeni mayalanmaya başlamış olan ilginin sadece birkaç örneği. 2002 yılında Britanya Müzesi’nin Mozambikli sanatçı Kester’in “Silahların Saltanatı” adlı eseri koleksiyonuna katması ve 2011 yılında Tate Müzesi’nin Afrika yatırımlar komitesini kurması da bu kıtanın sanatçılarının önünü açtı ve yeni iş birliklerinin habercisi oldu. Ticari galerilerdeki sergilerin yanında Dubai ve Johannesburg’daki sanatsal etkinliklerde Afrikalı sanatçılar için yeni pazar alanları oluşturdu. Kanımca bu hızlı dönüşümün anahtarı öncelikle yerel bir pazarın başlamasıyla oluştu. Olgun bir pazara sahip yegane ülke Güney Afrika’ydı. Şimdilerde ise Nijerya-Lagos. Giderek artan zengin sınıfın sanata yatırım yapıyor olmasıyla birlikte, Sotheby’s ve Christie’s gibi müzayede evlerinin, yeni galerilerin, kar amacı gütmeyen kurum ve kuruluşların açılması ve koleksiyonerlerin çoğalması Lagos’ta güçlü bir sanat çevresi oluşturdu. Nijerya eski savunma bakanının oğlu ünlü koleksiyoner Theo Danjuma’nın 2016’da Lagos’ta özel bir müzede koleksiyonunu sergileyecek olması sanat çevrelerinde önemli bir gelişme olarak görülüyor. Theo bir röportajında; Lagos’taki sanat ortamı son derece bölük-pörçük dolayısıyla amaç, yerel sanatçıları desteklemek ve yerli sanat ortamını güçlendirmek,  bu sergi ile ortama bir odak noktası kazandırabilmeyi umuyorum” diyor ve Lagos’ta çağdaş sanat eserlerinin gösterilebileceği herhangi bir kamusal alanın mevcut olmadığını da dile getiriyor. Uluslararası alanda dünyanın önde gelen müze küratörlerinin, eleştirmenlerin ve mega koleksiyonerlerin global sanat dünyası içinde Afrikalı sanatçılara bir yer açabilmek adına mücadeleleri gözden kaçmayacak kadar büyük gelişmeler. Bu girişimin en büyük destekçisi Münih Sanat Müzesi’nin direktörü Enwezor’un 2015 yılında yapılacak olan Venedik Biennali’nin küratörü olarak atanmasıyla Afrika sanatının dünya çapında da görünürlüğünün artacağına işaret ediyor. Tüm bu olumlu gelişmelerin yanı sıra bu seneki Frieze Londra Sanat Fuarında da bu kıtanın yerel sanatçılarına olan ilgi oldukça büyüktü. Özellikle fotoğraf ve yerleştirme alanında üretilen eserler dikkat çekerken yıldızı parlayan sanatçılar arasında, Gomezbarros, Emeka Ogboh, Agbodjelou,  İbrahim Mahama, Vincent Michea gibi isimler yer alıyordu.

Bu renkli, dinamik, enerjik Afrika şehirleri “Art Cities Of The Future” kitabında geleceğin önemli sanat şehirleri arasında yerlerini şimdiden aldılar bile. Afrika’nın sosyo-ekenomik gerçeklerini, zengin geleneklerini, kültürlerini ve politik mücadelelerini farklı bir güzellikle yansıtan sanatçılarını, yakın gelecekte dünya çağdaş sanat arenasında birer süper star olarak görmeye hazır olun ve onlara kulak verin derim.

 


print