İSTANBUL’DA HAZİRAN SERGİLERİ

İçinde bulunduğumuz yaz aylarında sanat sezonu tatil dönemine girerken Haziran ayı boyunca devam edecek sergilerden bir seçkiyi sizinle paylaşmak istiyorum.

Luz Blanco _ “Eden and The End” _ SANATORIUM

Fransız-İspanyol asıllı sanatçı Luz Blanco’nun Türkiye’de ki ikinci kişisel sergisi olan ‘Eden’ (Cennet) ve ‘The End’ (Son)  14 Haziran’a kadar Sanatorium ’da görülebilir. Manipüle edilmiş film ve belgesel görselleri, kırmızı ve ya siyah renklerle, el işi görünümünde kağıda aktarılmış. Serginin bütünlüğünü destekleyen neon yerleştirmeler de hatıralar deryasının içine kolayca girebilmemizi sağlayan atmosferik öğelerden. Odak noktası parçalanmış hatıralar olan bu sergide Blanco’nun görsel belleğinden, ikonik, gizemli, saçılmış, ufalanmış ve kırılgan imgeler görüyoruz. Kanaviçe görünümünde ki bu görseller fotoğraf yolu ile yeninden yaratılmış ve bir nevi hatıra filtresi ile sunuluyor. Blanco’nun çizim pratikleri transparan/silik, kurgusal/sahici gibi ikilemleri içinde barındırarak, büyüleyici gerçeklikleri ve boşluklarıyla hatıralarını onun gözünden görebiliyormuşuz hissi yaratıyor.

Gülay Semercioğlu _ “Walking on the Wire” _ Pİ ARTWORKS

Gülay Semercioğlu ‘nun Pi Artworks’deki sergisinde yer alan işler duvarda görmeye alışık olduğumuz köşeli formlardan değil. Sanatçı, yine alışık olmadığımız gibi loş ışıkta sergilenen bu eserlerle ışık, perspektif, derinlik ve renk algımızı bozmaya çalışıyor gibi. Daha önceleri üç boyutlu bir etkiye sahip yüzeylere, öncelikle taşıyıcılık görevinden çıkan şasiler bu sergide kendi formlarını yaratıyor ve bu anlamada kendilerini heykelsi bir formata sokuyor gibiler.

Walking on the Wire’ ın çıkış noktası ise hücreler. Bu organik yaşam biçimi sanatçının hayatını anlatabilmek için kullandığı bir metafor. ‘’Bütün olmaya çalışırken bölünüyorum bazen bölünemiyorum, bu süreçler acı verebiliyor, acı bir süre sonra yerini bölünmüş olmanın ortaya çıkardığı enerji ile yenilenmiş bir his de yaratabiliyor, bu böyle sürüp gidiyor.’’ diyor Gülay Semercioğlu. Sergi 28 Haziran’a dek Pi Artworks ’de izlenebilir.

Burak Ata, Toygun Özdemir, Sabo _ “Ortak Salon” _ TANKUT AYKUT

Mimar Sinan Üniversitesi Resim Bölümü’nde, öğrencilik yıllarından itibaren sürdürdükleri dostluğu bir ortak üretim ve sunuma dönüştüren bu üç genç sanatçı Tankut Aykut Galeri’de “Ortak Salon” başlıklı ilk sergilerini açtılar. Resim, enstalasyon, video dibi farklı disiplinlerden oluşan çalışmalarının temel paydası bellek ve dönüşüm.

Burak Ata’nın çocukluğunu geçirdiği Gökova’nın 36 farklı görüntüsü, Sabo’nun B.Dosyası Tutukluları serisinde, meçhul bir diyardaki müphem kayıp ve şiddet olaylarına yaklaşımı ve Toygun Özdemir’in yolculuklarından biriktirdiği imgeleri harmanladığı resim ve video eserleri 28 Haziran’a kadar Tankut Aykut Galeri’de görülebilir.

Kezban Arca Batıbeki  _ “Dolls” _ ALAN İSTANBUL

Kezban Arca Batıbeki kişisel fotoğraf sergisi “DOLLS’’22 Mayıs’ta ALAN İstanbul’da açıldı. Kariyerinin başlangıcından bu yana, ürün verdiği her disiplinde, sanatçının kendi iç dünyası ve bunun yansıması olan evi, ana çıkış noktasını ve görsel malzemelerini oluşturuyor. Kezban Arca Batıbeki çalışmalarında, yurtiçi ve yurtdışından topladığı objeleri sürekli kullanarak, aynı zamanda kendine ait bir dünyayı da gözler önüne sermiş oluyor. Sanatçı pop dünyasını bu kez renksiz, kullandığı büyük boyutları ise iyice ufaltarak kendi sanatçı dünyasını sarsma, sorgulama, yenileme yoluna gitmiş. Sergi 28 Haziran’a kadar izlenebilir.

Andy Warhol _ Herkes için Pop Sanat _ PERA MÜZESİ

Geçtiğimiz günlerde Amerikan pop kültürünün ikonik isimlerinden Andy Warhol’un “Herkes için Pop Sanat” sergisi Pera Müzesinde açıldı.

Sergide Andy Warhol’un (1928-1987) Campbell’s Soup, Kovboylar ve Kızılderililer, Tehlikedeki Türler, Çiçekler, 20. Yüzyıldan On Yahudi Portresi dizilerinin yanı sıra, Mick Jagger ve Lenin gibi ünlü isimlerin portreleri de yer alıyor. Sergi, Slovak asıllı sanatçının Slovakya Modra’daki Zoya Müzesi koleksiyonundan derlenmiş. Amerikan hayat tarzını sorgulayan, sanatında kitle kültürü malzemelerini kullanan, çoğaltılabilirlik ve yeniden üretilebilirlikle içerik ve formu önemsizleştiren Andy Warhol sergisi, Türkiye’de ilk kez sergilenecek serigrafi dizilerini ve desenlerini izleyiciyle buluşturuyor.

Amerikan popüler kültürünün mitleşmesi  üzerine yaptığı çalışmaları ve tüm provokasyonları ile izleyicinin ilgisini garantiye alan Warhol’un sersisi 20 Temmuz 2014 tarihine kadar izlenebilir. Ayrıca aynı müzede 20 Haziran’da sona erecek olan Stephen Chambers sergisi de görülmesi gereken sergilerden.

 


print