MART’TA ÖNE ÇIKANLAR

Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla bu ayın önemi tartışılmaz. Galeriler de bu özel duruma kayıtsız kalmayarak, 8 Mart anmasına yakışır sergilerle Mart ayına merhaba dedi.

Galerist, Fransız feminist sanat akımının ve video sanatının 1970’lerdeki öncü figürü Nil Yalter’in “Kara Kum” başlıklı kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. Nil Yalter, Türkiye’deki güncel sanat ortamını da derinden etkilemiş avangart bir isim olarak her zaman hayran olduğum sanatçılardandır. Heyecanla beklediğim son dönem üretimlerini bu sergi vesilesiyle görmek güzel bir deneyimdi. Başlığını Hasköy Mahallesindeki bir kalıp atölyesinde kumun yakılınca siyaha dönmesiyle ortaya çıkan malzemeden alan sergi, sanatçının; çarpıcı bir kentsel dönüşümden geçen bölgeye dair biriktirdiği çeşitli malzeme ve görüntülerden yararlanarak üretime döktüğü yerleştirme, video, fotoğraf ve tuvallerini bir araya getiriyor. Feminizm ve cinsiyet politikalarının yanı sıra göç gibi sosyo-politik temalara da değinen bir isim. Çok yakınımızda olmasına, hatta bir dönem sergi ve kültürel etkinliklerle canlı tutulmaya çalışılmasına rağmen odağımıza almadığımız Hasköy bölgesinin hiç bilinmeyen bir tarafına ışık tutan sergiyi büyük beğeniyle izledim. Semtin ruhunu, kaybolmaya yüz tutmuş zanaatkârları ve atölyeleri bize hatırlatan Yalter, kariyerine damga vuran ritüelistik kurguyu “Kara Kum”da da yansıtıyor. Sergiyi, 21 Nisan’a dek mutlaka görmelisiniz.

Ekavart Gallery ise 8 Mart’ı tamamıyla tematik bir şekilde değerlendirerek “Beş Harf” isimli sergiyi izleyiciyle buluşturdu. Çağlar boyu kadına yüklenen türlü sıfatların ötesine geçerek, salt beş harfli bir kelime ile kadın olmayı özetlemeye vurgu yapan serginin küratörlüğünü, Döne Otyam ve Yasemin Bay üstleniyor. Kadın kimliğine toplum tarafından giydirilmek için uğraşılan tüm kılıflardan, üzerine yüklenen olumlu/olumsuz tüm niteliklerden sıyrılmanın önemine dikkat çeken sanatçıların, çeşitli medyumlardaki eserlerini keşfetmek için bundan güzel bir fırsat olamaz. Ali Şentürk, Aylin Zaptçıoğlu, Eda Gecikmez, Fatma Çakmak, Kezban Arca Batıbeki, Mehmet Güleryüz, Necla Rüzgar, Sabo, Sena, Tomur Atagök, sergide kadınlık hikâyelerini kendi özgün diliyle anlatan başarılı sanatçılardan yalnızca bir kaçı. Siz de kadın kelimesinin her şeyden arındırılmış en saf formunu izlemek isteyenlerdenseniz 7 Nisan’dan önce sergiyi görün derim.

Hafta sonu ajandanıza eklemenizi önerdiğim son sergi ise Elgiz Müzesi’nde, Ferhat Özgür küratörlüğünde açılan “Demirden Halkalar Gökyüzünde Eridi”. Başlığını, Virginia Woolf’un Mrs. Dalloway romanında ara ara tekrar edilen cümleden alan sergide, hem keşfetmekten mutluluk duyduğum isimleri hem de halihazırda üretimlerini zevkle takip ettiğim sanatçıları bir arada görmek güzeldi. Kezban Arca Batıbeki, Fatma Çakmak, Ahmet Elhan, Sefa Çakır, Seda Oturmak, Güneş Terkol, Ezgi Tok gibi sanatçıların resimden yerleştirmeye, videodan fotoğrafa uzanan yapıtlarını, politik ve sosyo-kültürel bir bağlamla bir araya getiren sergiyi mutlaka görmelisiniz. 28 Nisan’a dek vaktiniz var.


print