ÜNLÜ MİMAR PETER MARINO MIAMI’DE

4-7 Aralık 2014 tarihlerinde gerçekleşen Art Basel Miami Fuarı bu sene yine tüm enerjisi ile sanat severleri kucakladı. Dünyaca ünlü sanatçıların eserlerini, Miami’nin simgesi olan deniz ve güneş eşliğinde izlemenin keyfi adeta paha biçilemezdi. Her sene olduğu gibi bu sene de fuara paralel etkinlikler dizisi olarak Perez, Rubell, Markizi, ve De La Cruz gibi büyük koleksiyonların yer aldığı özel müzeler ziyaret edildi. Avrupa’dakinin aksine köklü sanat ailelerinin etrafında dönen sanat pazarı Miami’de Kolombia, Arjantin, Meksika ve Brezilya’lı yeni ve önemli koleksiyonerlerin uğrak yerine dönüştü. Fakat bu koleksiyoner kalabalığı arasında kuşkusuz fuara damgasını vuran ve en çok konuşulan isim Peter Marino oldu. Peki Peter Marino kimdir?

Channel, Louis Vuitton, Christian Dior ve Fendi gibi dünyanın en önde gelen moda markalarına lüks alışveriş ortamları yaratan uluslararası ünlü bir mimar. Siyah derilere bürünmüş, sıra dışı görüntüsü ile bu vizyoner aynı zamanda bir koleksiyoner, sahne tasarımcısı ve heykeltraş.

Art Basel Fuarı esnasında tam bir sanat şehrine dönüşen Miami, Bass Müzesi’nde Amerikalı Marino’nun ilk kez sergilenen koleksiyonunu izleme fırsatını da sunmuş oldu. Verdiği marjinal partilerle tanınan bu koleksiyonerin sergisi kaçırılmaması gereken bir etkinlikti. Sanat, moda ve mimari tasarımların birlikteliğinden oluşan etkinliğin küratöryel çalışması, Jerome Sans tarafından gerçekleştirilmiş. “Tek yön; Peter Marino” adlı sergi sanat severlere adeta bu Rönesans adamının çok yönlü taraflarını göstermeyi amaçlıyor. Her ne kadar müze bahçesinde ki serpiştirme heykeller beni fazla heyecanlandırmadıysa da içeri girdiğimde mekanın eşi benzeri olmayan bir şekilde dönüştürülmüş olmasından çok etkilendim.

Sergi, izleyenlerini Peter Marino’nun dünyasında bir seyahate, bir maceraya davet eder nitelikteydi. Salonun giriş kısmında bizleri Gregor Hilldebrand’ın bir enstalasyonu karşılıyordu. Bu eser Jean Cocteau’nun klasik filmi olan Orphee’nin kopyalarından elde edilmiş yüzlerce video teyp şeridinden oluşan oldukça muazzam bir eser. İçeride çağdaş sanatın önemli isimlerinden Farhad Moshiri, Erwin Wurm, Guy Limone gibi sanatçıların eserlerinden bir seçki sunuluyordu. Marino vermiş olduğu bir röportajında bu sergiyi “sanatla olan sayısız etkileşimim konusunda bir manifesto ve ya bir keşif olarak nitelendiriyorum” sözleri ile açıklıyor.

Mekanda yer alan sayısız önemli eser arasında projeye özel olarak tasarlanmış ısmarlama parçalar oldukça dikkat çekici ve görmeye değerdi.  Öyle ki Marino kendi sanat pratiğine de ısmarlama eserlerin çok daha üstün bir projenin ortaya çıkmasında önemli bir etken olduğunu düşünüyor. Sanata olan tutkusunu “sanat alanlar boyunca bambaşka deneyimler yaratır,  diğer boyutların içine sızar ve iç içe geçmiş gerçeklikler, eşsiz senaryolar ortaya çıkarır” sözleri ile betimliyor. Müzenin diğer bir bölümünde, sanatla iç içe yaşayan Marino’nun Andy Warhol, Keith Haring, Richard Serra gibi sanatçıların eserlerinden oluşan kişisel koleksiyonu kendi çalışmaları üzerinde ki modern etkilere dair fikirler veriyor. Serginin tamamına baktığımda onun ikonik mimari tasarımları, çağdaş sanat koleksiyonu ve bir seri eski antika bronz heykelleri arasında güçlü bir diyalog olduğunu hissediyorum. Pop art, fotoğraf ve ikonik portrelerden ilham alarak sanatsal üretimine devam eden Marino’nun “Tek Yön: Peter Marino” isimli, görülmeye değer sergisi 3 Mayıs 2015 tarihine dek izleyenlerini bekliyor olacak.

 


print