YAZ SERGİLERİ

Yaz dönemini boş geçmek istemeyen sanatseverler için kavramsal yönü güçlü iki başarılı sergi ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin 1997 yılından bu yana gerçekleştirdiği 7.Uluslararası Öğrenci Trienali, bu hafta değerlendirilebilecek etkinlikler arasında.

Galerist, “Şimdi Uzaklardasın” isimli sergide, metin ve fotoğraf üzerine temellenen son dönem işleriyle Merve Ünsal’ı ağırlıyor. Serginin açılışını yapan, yan yana dizilmiş fotoğraf serisi, ilk bakışta soyut dijital çalışmaları andırsa da her birinin altında farklı bir gerçeklik yatıyor. New York Times’ın haber arşivinden seçilmiş 14 adet fotoğraf, gazetenin internet sitesinde tek bir haber başlığı altında sunulan slayt görsellerindeki fotoğrafların birleşiminden oluşuyor. Sanatçı, üst üste montajlayarak yeni bir imgeler bütünü ortaya koyduğu bu seride, dijital çağdan en aktif ve işlevsel şekilde faydalanan habercilik mekanizmasının fark etmeden ağına düşmüş olan bizlerin, belleğindeki kalıntılara ışık tutuyor. Bu kalıntılar bir noktadan sonra kendi bağlamından kopmuş, yalnızca soluk renkler, belli belirsiz form ve hareketten oluşan kompozisyonlara dönüşüyor. Gerçekliğin zihinsel dünyamızda işlenişi ve depolanışına dair Ünsal’ın seçtiği sıra dışı konu ve ifade biçimini oldukça başarılı buldum. Sergide ilgimi çeken bir diğer iş de aslında bir “happening” olarak tabir edebileceğimiz çalışmanın videosu oldu. Boğazda kiralanan bir teknede gerçekleştirilen 12 kişilik buluşma; köprünün, evlilik teklifi gibi amaçlara ekran gibi hizmet eden alt yüzeyinin kullanıldığı gizli bir eylem olarak tasarlanmış.  Sergiye adını veren “Şimdi Uzaklardasın” cümlesini köprünün üzerine yansıtan teknedeki sohbetlere de kulak kabarttığınızda, sanatçının geçmişine dair buruk bir aile öyküsüne tanık oluyorsunuz. O esnada konuklar ve sanatçı arasındaki etkileşim, üstü örtülmüş duygu ve düşüncelerin uyandığı simgesel bir yüzleşme ve bizim açımızdan da tanıklığa dönüşüyor. Ünsal’ın iç dünyasına dair samimi aktarımlarını keşfetmek için 8 Temmuz’a dek vaktiniz var.

Sanatorium’da devam eden sergi, sanatın kuramsal tarafıyla ilgilenen izleyiciler için kaçırılmaması gereken bir seçenek. Kerem Ozan Bayraktar, Şeref Erol ve Yağız Özgen’in işlerini bir araya getiren “aRb”, ismini Wittgenstein’ın Tractatus Logico-Philosophicus adlı çalışmasından alıyor. Bu terim, zihnimizin nesneleri yalın haliyle kavramaya yetkin olmadığı, yalnızca öğeler arasında bir bağlam ya da ilişki kurabildiği koşullarda doğru algılayabildiği fikrine işaret ediyor. Bir atölye çalışması olarak gerçekleştirdikleri okumalardan hareketle bir araya gelen 3 sanatçı, haritalama denilen bir yöntemi kullanarak seçili nesneler arasındaki ilişkiler sistemini, tıpkı bir şablon gibi değerlendirme biçimini görselleştiriyor. Bana göre bu serginin en ilginç tarafı, sanat eserini halihazırda taşıdığı anlam üzerinden değil, bir metni çözümlemeye yarayan düşünsel bir araç olarak kullanmış olmaları. Gerek resim gerek fotoğrafla bunu sağlayabilmek yetkin bir kavramsal üretimi gösteriyor. 15 Temmuz’a kadar ziyaret edebilirsiniz.

Teması “Geçicilik – Farklar ve Ötesi” olarak belirlenen Uluslararası Öğrenci Trienali’ni ise Marmara Üniversitesi Cumhuriyet Müzesi Galerisinin yanı sıra Kare Sanat, Art On İstanbul, Derinlikler Sanat Merkezi ve Russo Art Gallery’de görebilirsiniz. Tuval resminden kumaş/nakış çalışmalara, fotoğraftan desene ve çeşitli malzemelerle üretilmiş enstalasyonlara kadar pek çok gelecek vaat eden eser izleyicileri bekliyor. 8 Temmuz’a kadar mutlaka uğrayın derim.


print