YENİ YILDA SANAT DÜNYASINI NELER BEKLİYOR

 

2016’da sanat dünyasında yükselmesi muhtemel bir kaç trendi bu ayki yazımda sizlerle paylaşacağım. Fakat her şeyden önce şunu belirtmeliyim. Kişilerin benimsediği sanat izleme pratiği, kendi zevkleri, alışkanlıkları ve hatta belki zaafları doğrultusunda şekillenir demek yanlış olmayacaktır. Bir koleksiyoner ve sanat aşığı olarak özellikle sanatçılar veya sanat üretimleri konusunda herhangi bir ayrımcılık yapacak olmam çok kişisel bir bakış açısını yansıtıyor olacağından daha çok geriye dönük gözlemlerimden ve deneyimlerimden yola çıkarak oluşturduğum bir kaç detaya yer vermeyi tercih ediyorum bu yazımda.

Bir sanat yapıtını ele alalım. Adeta bir patlama ile sanatçının elinden çıkan bu değerli üretimlerin yönetim ve tüketim kısmı sadece sanat tarihine ve sanatçıların yeteneklerine göre ayırt edebileceğimiz türden şeyler değil tabii ki. Tarih sayfaları arasında şöyle bir gezinti yaptığımızda, eser ve yaratıcısı arasında kurulan bu müthiş bağı, kitlelere ulaştırmanın, ‘trend-topic’ haline dönüştürmenin ‘medya’dan tutun da ‘ekonomi’ye kadar sosyolojik açıdan pek çok farklı başlık altında toplandığını görmek mümkün.

Geçtiğimiz yıl boyunca, katıldığım tüm sanat etkinlikleri, okuduğum kitaplar, karşılaştığım olaylardan referans alarak şekillendirdiğim yazımda bana ilham veren, en özel ve öncelikli yeri kadın sanatçılara ayırmak istiyorum. Ne yazık ki bir kaç yıl öncesine kadar kadına dair eşitsizlik ilkesini her şeyde olduğu gibi, sanatta da görmek mümkündü. Özelikle son elli yıldır bu anlamda atılan sağlam temeller beni oldukça umutlandırıyor ve yarınlara bambaşka bir gözle bakabilmemi sağlıyor. Örneğin 2015 yılında Venedik Bienali’nde ön plana çıkan sanatçılarının çoğu kadındı. Çarpıcı ve iddialı eserleri ile sanat dünyasına adını kazıyan sanatçılardan; Sarah Lucas, Tate Modern’deki başarılı sergisi ile Agnes Martin, muazzam yerleştirmeleri ile büyük beğeni kazanan Japon sanatçı Chiharu Shiota, disiplinlere arası eserler veren 1953 doğumlu sanatçı Fioan Hall ve daha pek çok yeni ve genç kadın sanatçı ileriki yıllarda da ne denli güçlü bir biçimde sanat dünyası içinde baş rol oyuncusu olacaklarının sinyallerini veriyorlar. Yine geçtiğimiz haftalarda katıldığım Art Basel Miami’ de en çarpıcı ve öne çıkan eserlesin  kadın sanatçılara ait olması gözümden kaçmayan bir detay olmuştu. Cindy Sherman Elizabeth Peyton, Cecily Brown, Dana Schutz, Lisa Yuskavage, Hayv Kahraman,  Karen Klimnlik gibi pek çok önemli kadın sanatçıya yer veren “Unrealism” sergisi de 2016’nın kadın sanatçıların yılı olacağını söylüyordu adeta. Bununla da bitmiyor, müzayedelerde satış rekorları kıran Yayoi Kusama ve Georgia O’keeffe’yi de unutmamak gerekir. Sadece sanat dünyasında değil elbet ki, fiziksel farklılıkları ile değil başarılı üretimleri ve geniş ölçekli dünya görüşleri ile 2016 Pirelli Takvimi’nde bile bu sene Yao Chen, Natalia Vodianova,  Kathleen Kennedy, Agnes Gund, Shirin Neshat ve Yoko Ono gibi başarılı isimlerin fotoğraflanmış olması devrimsel bir hareket kanımca.Agnes Martin working in her studio (1960)

Son yıllarda yükselmiş olan Çin Çağdaş Sanatının ardından 2016’da Afrika Çağdaş sanatına bir yönelim olacağını da ön görmek mümkün. 2015 yılında Saatchi Galeri’de düzenlenen “Pangaea New Art From Africa and Latin America” isimli sergi bunun sinyallerini veren en güzel örneklerden bir tanesiydi. Hızla gelişen küresel sanat dünyasında farklı kültürlerden gelen ve gelecek vaat eden sanatçılar aynı zamanda bienallerde de kendilerini gösterme şansını elde etti ve şimdiden pek çok önemli koleksiyona girmeyi başardılar bile. Ghana’lı sanatçı İbrahim Mahama’nın tiyatro sahnesini andıran enstalasyonları, Mozambik’li sanatçı Mario Macilau gerçekleri tüm çıplaklığı ile vurucu şekilde yansıtan fotoğrafları ve bir Batı Afrika ülkesi olan Benin’li sanatçı Agbodjelou’nun sosyal ve kültürel görüşlere dikkat çeken çalışmaları benim de 2015 yılında keşfettiklerimden bir kaçıydı.Ibrahim Mahama, Untitled 2013 Draped jute sacks wall installation Dimensions variable

İçinde bulunduğumuz çağda artık neredeyse istediğimiz her şeye bir kaç saat yada bir kaç gün içerisinde ulaşabiliyoruz. Sürekli bir üretim ve tüketim halindeyiz. Bazen tüketirken ürettiğimizi bazen üretirken de tükettiğimizi zannediyoruz. Tabi bunun kaçınılmaz sonuçlarını en çok da doğa gösteriyor bize. Hadi buna da aldırış etmiyor duyarsızlaşıyoruz fakat sanatçılar bu nokta da yine devreye giriyorlar. Hepimizin bildiği ama görmemezlikten gelemeye çalıştığı çevresel ve ya sosyal sorunlara tuttukları ışık ile bizleri ve geleceğimizi aydınlatıyorlar adeta. 2016’da ön plana çıkacak olan bir diğer sanat disiplini ise çevreye duyarlı sanat yani ( Environmental Art) olacak şüphesiz.

2000’li yıllar ile sanat literatüründe yerlerini sağlamlaştırmış olan parlak sanatçıların önemli müzelerde retrospektif sergileri art arda açılmaya devam edecek bu yeni yılda da. 2015’ te gördüğümüz üzere Ai Weiwei, Jeff Koons, Kapoor, Anselm Kiefer, Louise Bourgois ve Kusama gibi diğer yıldızların da retrospektif sergilerine yer verilecektir diye düşünüyorum.Tree sculptures by Ai Weiwei, 2015, RAA, LondonSon olarak tüm sanat pratiklerini yıkan ve içinde bulunduğumuz iletişim çağına damgasını vuran dijital üretimler, teknolojik gelişmelere paralel olarak hem sanatı kavramsal boyutta bambaşka yerlere taşıyacak hem de hayal gücümüzün sınırlarını zorlamaya devam edecek.

901809eae5


print