Geçen hafta “Sanat Görsel bir zevk mi? Yatırım aracı mı?” konusuna değinmişken, son günlerde sanat dünyasında farklı tartışmalar gündeme gelmeye başladı. Özellikle sanatçıların başarı listeleri ile gündeme gelmesi pek çok sanatçıyı rahatsız ederek bir bildiri yayınlamalarına neden oldu. Aslında son dönemlerde sanat dünyasında sorulan sorular sadece bunlarla sınırlı değil; özellikle sanata yapılan yatırımlar, genç sanatçıların desteklenmesi, müzeciliğe bakış gibi farklı konular üzerine yapılan pek çok yorum ve tartışma gündeme gelebiliyor. Tüm bunlardan yola çıkarak sanat dünyasında bilinen, değerli kadın koleksiyonerlerden bazılarına sorular yönelterek onların nelerle ilgilendiklerini, bazı konulara nasıl baktıklarını paylaşmalarını istedim. İşte cevapları..
Yurtiçi ve yurtdışında en çok takip ettiğiniz galeriler hangileridir?
Berrak Barut: Merkur, Mana, Rampa, Galeri Zilberman, Galerist, X-ist, Kare Sanat, Ekavart, White Cube, Gagosian Gallery, Lisson Gallery ve Ropac.
Nesrin Sarıoğlu: Gagosian Gallery, Lisson Gallery, Pace Gallery, Pimlico Plus One Gallery,Rampa, Pi Art Works, Galerist, Mana, Zilberman, PG
Arzu Sabancı : Pi Artworks, PG Galerie, Rarıty Galerie.
Şeli Elvaşvili: Apel, Pi Artworks, Galeri Zilberman, Galeri Nev, Rampa, Merkür, Mana, Saatchi Gallery, White Cube, Opera Gallery, Marlborough Gallery
Takip ettiğiniz, beğendiğiniz yerli ve yabancı sanatçılardan birkaç isim alabilir miyim?
Berrak Barut: Türkiye’de hepsi birbirinden değerli çok fazla sanatçı var. Tüm çağdaş sanatçıları takip etmeye çalışıyorum. Yabancı; Antony Gormley, Anish Kapoor, Gilbert & George, Oscar Murillo, Julian Opie ve Anselm Kiefer…
Nesrin Sarıoğlu: Marc Quinn, Ghada Amer, Marina Abramovic, Ivan Navarro, Julian Schnabel,Taner Ceylan, Canan Dağdelen, Ramazan Bayrakoğlu, Gülsün Karamustafa
Arzu Sabancı: Gülay Semercioğlu,Seçkin Pirim, Kemal Önsoy, Ekrem Yalçındağ, Devrim Erbil, Ebru Uygun, Canan Tolon, Frederich Kunath, Sophie Cave, Brigitte Kowanz, Marc Quinn, Yorgos Kypris
Şeli Elvaşvili: Azade Köker, Canan Tolon, Sarkis, Ramazan Bayrakoğlu, Seçkin Pirim, Bashir Barlakov, Thomas Ruff, Anish Kapoor
En son aldığınız eser veya eserler?
Berrak Barut: Bahadır Baruter-Atatürk ve Nejat Satı- Criminal Series, Schnabel-Sharon Stone, Gursky-Borsa günlüğü, Anish Kapoor-Mirror, Vik Muniz-Bette Davis.
Nesrin Sarıoğlu: Haluk Akakçe, Ivan Navarro, Rasim Aksan, Seyhun Topuz, Fırat Neziroğlu, Kerem Ozan Bayraktar
Arzu Sabancı: En son Seçkin Pirim, Gülay Semercioğlu ve Kemal Önsoy’un eserlerini koleksiyonumuza kattık
Şeli Elvaşvili: Sarkis’in vitray çalışması, Gülay Semercioğlu ve Ani Çelik Arevyan’in eserleri
Koleksiyonunuzu hangi kriterlere göre oluşturuyorsunuz?
Berrak Barut: Koleksiyonumuz kişisel. Yani bizim sanata bakış açımızı yansıtıyor. Eserlerini takip etmekten keyif aldığım, fikirlerinden, yorumlarından beslendiğim sanatçıların eserlerini koleksiyonumuza katıyoruz. Gündemi elimizden geldiğince takip etmeye çalışıyoruz. Seyahatlerimizde mutlaka müze ve sergiler yer alır. Sanattaki yeni fikirler, yeni bakış açıları her zaman beni heyecanlandırır.
Nesrin Sarıoğlu: Koleksiyonumu önsezilerime güvenerek, kendi beğendiğim işlerden oluşturuyorum.
Arzu Sabancı: Kişisel beğenilerime göre şekillendiğini söyleyebilirim.
Şeli Elvaşvili: Koleksiyonumu daha çok Türk sanatçılarından oluşturmaya çalışıyorum. Soyut, heykel ve fotoğraf ağırlıklı bir koleksiyona sahibim. İlk görüşte beni etkileyen, ruhu olan eserleri seçiyorum.
Koleksiyon oluşumu için bir sanat danışmanına ihtiyaç var mıdır ve sizin bir danışmanınız var mı?
Berrak Barut: Fikir birliği yapabildiğiniz bir danışman olursa tabii ki koleksiyonun içeriği açısından ciddi bir katkısı olur. Ama ben özellikle her koleksiyonun danışmanı olmalı diye düşünmüyorum. Tabii ki bilgi ve öneri aldığımız dostlarımız var. Ancak kişisel koleksiyon danışmanın değil, koleksiyonerin bakış açısını yansıtmalıdır diye düşünüyorum.
Nesrin Sarıoğlu: Profesyonel olarak oluşturulan bir koleksiyon için bir sanat danışmanının yararlı olabileceğini düşünüyorum. Ancak benimki amatörce ve keyif için oluşturulan bir seçki olduğu için bir danışmana ihtiyacım olmadı.
Arzu Sabancı: Zaman zaman bilgisine güvendiğim arkadaşlarımın fikirlerine başvursam da genellikle sezilerim ile hareket ediyorum. Danışmanlık ise kişisel tercihe göre değişebilir kimi profesyonel bir danışman ile kimi de güvendiği bir kişinin desteği ile koleksiyonuna yön verebilir. Danışmanlık sanıyorum kurumsal koleksiyonlarda daha öne çıkan bir durum.
Şeli Elvaşvili: Koleksiyon oluşumu için mutlak bir sanat danışmanına ihtiyaç yoktur. Araştırarak ve piyasadaki gelişmeleri takip ederek de oluşturulabilir. Benim bir danışmanım yok, fakat Haldun Dostoğlu’nun fikirlerine değer veririm ve gerektiğinde kendisiyle fikir alışverişinde bulunurum.
Takip ettiğiniz sanat yayınları hangileri?
Berrak Barut: İstanbul Art News, Art Unlimited, Genç Sanat Dergisi, Akbank-Aksanat, Milliyet Sanat, RH+Art Magazine, Artam, İstanbul Times Dergisi.
Nesrin Sarıoğlu: Art Unlimited, Ekav Art, Banu Çarmıklı Blog, Telgraf Sanat, Lebriz
Arzu Sabancı: Art Unlimited, İstanbul Art News, Banu Çarmıklı Blog, Genç Sanat, Artam Global.
Şeli Elvaşvili: Artam, İstanbul Art News, Art Unlimited, Canvas
Yurtdışında başarılı olan ve eserlerini sergileme imkanı bulan Türk sanatçıların eserleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Berrak Barut: Türk sanatçılar eskiye oranla çok daha fazla yurtdışındaki sanat platformlarında yer alıyor. Müze koleksiyonlarına giren sanatçılarımız var. Uluslararası fuarlar ve sergilerde Türk sanatçılarını rahatlıkla görebiliyoruz. Artık bir Türk sanatçısını Batılı bir sanatçıdan ayırt etmek neredeyse imkânsız.
Nesrin Sarıoğlu: Yurtdışıda sergi açan, bir galeri tarafından temsil edilen ya da karma sergilerde yer alan tüm sanatçıları çağdaş Türk sanatını temsil etmeleri bağlamında başarılı bulduğum gibi gurur verici de buluyorum.
Arzu Sabancı: Özellikle çeşitli projelerde yer alan ve bir galeri tarafından temsil edilme imkanı bulan genç sanatçılar için bu adımların ileri ki dönemleri için önemli olduğunu düşünüyorum.
Şeli Elvaşvili: Yakın zamanda, Canan Tolon’un Londra Parasol Unit’ teki sergisi hepimizi gururlandırdı. Eserlerini beğeniyle takip ediyorum. Ebru Uygun’ un Hong Kong’ da ki sergisinin de ses getirmesine memnun oldum.
Sizce sanat piyasasındaki eksikler nelerdir?
Berrak Barut: Dünyadaki sanat piyasası yaklaşık bir asırdır oluşmuş durumda. Biz çok geriden takip ediyoruz. Son 5 yılda özellikle çağdaş sanatta ciddi bir hareketlilik var. Tabii ki dünyaya göre hala yolun başındayız ve dolayısıyla eksiklerimiz var. Kişisel müzeler, koleksiyon sergileri ve inisiyatifler daha fazla yaygınlaşabilir. Ancak gerek bienaller, gerek sergiler, gerekse fuarlar aracılığıyla aradaki açığı hızla kapatmaya başladığımızı düşünüyorum.
Nesrin Sarıoğlu: Türkiye’de sanat piyasası son yıllarda hızla büyürken fiyatlar da hızla artış gösterdi. Bazı genç sanatçıların işlerinin kısa zamanda ve yurtdışındaki kabul görmüş sanatçıların da üzerine çıkmasını kontrolsüz bir gelişimin işareti olarak görüyorum. Bu kısa vadede sanatın getirisini yüksek göstereceği için çekici gibi gözükse de uzun vadede sanatçılara ve koleksiyonerlere zarar verecektir.
Arzu Sabancı: Dünya genelinde oldukça genç bir sanat dünyasına sahibiz. Gelişen piyasa dinamikleri ile bu eksiklerin aşılacağı inancındayım. Müzelerin, sanata ayrılan bütçelerin artması ve sanatın her alanda yaygınlaştırılabilmesi..
Şeli Elvaşvili: Türkiye sanat piyasası halen gelişmekte, bu anlamda önemli yol kat edilse de sanatçıları daha çok desteklememiz gerektiğini düşünüyorum. Sanatla ilgili yayınlar da artabilir.
Yurtdışında gezme imkanı bulduğunuz müzelerden yola çıkarak ülkemizdeki müzecilik konusunda ne düşünüyorsunuz?
Berrak Barut: Birkaç önemli ailenin girişimiyle kurulmuş İstanbul Modern, Proje 4 L gibi özel müzelerimiz var. Bu sayının hala yetersiz olduğunu düşünüyorum. Müzelerde uluslararası önemli sanatçıların sergilerini, önemli koleksiyon sergilerini daha fazla görmek isterim. Aynı şekilde Türk sanatı da diğer müzelerin exchange programında daha fazla yer alabilse keşke. Zaman içerisinde daha aktif olacağımıza inanıyorum.
Nesrin Sarıoğlu: Yurtdışındaki müzelerde çoğunlukla devlet desteği büyük rol oynarken bizim ülkemizdeki başlıca müzeler özel girişimcilere ait. Bir sanat ortamını uluslararası düzeye taşıyan kurumlar müzeler olduğu için ileride müzecilikte devletin de daha etkin ve destekleyici bir rol oynamasının yararlı olacağını düşünüyorum.
Arzu Sabancı: Müze sayısının artması gerektiğini düşünüyorum. Ancak mevcut müzelerin olabildiğince bu işe katkı sağladıklarını söyleyebilirim.
Şeli Elvaşvili: Ülkemizde müzecilik konusunu halen çok yetersiz buluyorum. Ancak, Istanbul Modern’ in Türkiye’ de sanat adına büyük katkısı olduğunu düşünüyorum. Ülkemizde müzeciliğin gelişmesi için devlet desteği şart.
Yurtiçi ve yurtdışı galerileri arasında işleyiş açısından bir fark var mı? Koleksiyoner olarak sizinle iletişimlerinde bir farklılık görüyor musunuz?
Berrak Barut: İç işleyişlerini tam olarak bilemesem de, sergileri ve fuar katılımlarını izlediğimde yabancı galerilerle paralel çalışma sistemi içerisinde olduklarını görebiliyorum. İletişim sistemi de yakinlik derecesine göre değişiyor. Ben gelen her sergi haberini takip etmeye çalışıyorum.
Nesrin Sarıoğlu: Yurtiçi ve yurtdışı galerileri arasında müşteri ile ilişki açısından çok büyük bir fark olmadığını düşünüyorum. Ancak, bizdeki galeriler yurtdışındaki köklü galerilere oranla çok daha genç. Bunun bir sonucu olarak yurtdışı galerilerin kendi sanatçılarının tanıtımında, piyasadaki değerlerinin korunmasında ve geliştirilmesinde daha etkin rol oynadıklarını gözlemliyorum.
Arzu Sabancı: Eskiye oranla çok büyük farklar kalmadığı inancındayım
Şeli Elvaşvili: Bizdeki galeriler çok iyi ve iletişim açısından her geçen gün gelişmekte olduğunu görüyorum. Sanatçı ve koleksiyoner arasında iyi bir köprü oluşturuyorlar. Genç galericilerin artması piyasaya yenilik ve motivasyon getiriyor. Önerim yurtdışındaki gibi bir uygulama oluşturarak, galeriden alınan eserin en az 5 seneden once müzayedelerde satışa konulmaması olur. Bunun sanatçıya ve esere daha çok değer katacağını düşünüyorum.