NEGATIVE PLEASURE – MELTEM ŞAHİN

Çağdaş sanat alanındaki en yeni üretimlerin nabzını tutma fırsatı verdiği için Mixer’i hem online hem de sergi mekanı olarak ilgiyle takip ediyorum. Genç yetenekleri piyasaya kazandırarak onlara görünürlük sağlamayı amaçlayan platform, benim yeni bir ismi daha keşfetmeme vesile oldu. Meltem Şahin, illüstrasyon pratikleri üzerine yüksek lisansını Maryland Institute College of Art’ta tamamlayan ve Can Yayınları için çocuk kitaplarına yaptığı çizimlerle tanınan taze bir sanatçı. Şahin’in “Negative Pleasure” ismini verdiği kişisel sergisi de son dönemde izlediğim en sıra dışı sergilerden biriydi diyebilirim.

Meltem Şahin, biçimsel üslubunu illüstrasyon üzerine inşa ederken, işlerinin kavramsal alt yapısını sanat-insan-felsefe ilişkisi etrafında kurguluyor. Alman filozof Immanuel Kant’ın haz hakkındaki düşüncelerinden hareketle sergisine “Olumsuz Haz” ismini veren sanatçı, video-animasyon, optik oyuncak, hareketli yerleştirmeler gibi birbirinden oldukça farklı tekniklerde üretilmiş çalışmalarını bizimle paylaşmış. Şahin, illüstrasyonun yalnızca çizimden ibaret olmadığını, özellikle heykel, teknoloji ve animasyonla iç içe olduğunu belirtiyor. Sergide gördüğüm örnekler de kesinlikle bu düşüncenin en güzel ürünleri. Arduino platformu, motorlar ve hareket sensörleri kullanarak, çiziminden üretimine tamamen kendi tasarımı olan bu oyuncakları yaratan genç yetenek, sanat eseri kavramının sınırlarını genişletmiş bana göre. Serginin girişinde ziyaretçileri adeta selamlayan hareketli duvar yerleştirmesindeki kukla formlu figür, ilginç bir deneyimin bizi beklediğinin mesajını veriyor.

puppet

Simsiyah ve kapalı bir bölüm şeklinde kurgulanan sergi alanında, masalsı görselliğiyle insanı büyüleyen iki video animasyona, dört mekanik ve dört elektronik oyuncak eşlik ediyor. Tüm işlerin bir arada sanki tek bir enstalasyonmuş gibi sunulması çok başarılı bir tercih olmuş. Pastel renkler ve yalın çizgilerle detaylandırdığı illüstrasyonlarıyla Gilles Deleuze, Friedrich Nietzsche ve Maurice Merleau-Ponty gibi düşünürlerin ele aldığı konuları yorumlayan Şahin, felsefe ve sanat birlikteliğinin etkileyici örneklerini sunuyor. Silikon, pleksi, seramik gibi çeşitli malzemelerle, çizimlerinin ana temalarını üç boyutlu halde aktaran sanatçının, ses ve ışık oyunlarıyla yarattığı çalışmalar beni gerçekten heyecanlandırdı. Her bir işin hangi düşünüre ya da felsefi kavrama atıfta bulunduğunu duvar metinlerinden takip edebileceğiniz sergide, özellikle “Becoming Van Gogh” ve “Becoming Cezanne” isimli interaktif oyuncakları çok beğendim. Meltem Şahin kullandığı teknik ve materyallerle, izleyicinin, görmenin ötesinde, duyma ve dokunma içgüdülerini de harekete geçirmeyi hedefliyor.

vinyl-zoetrope

Sanat eserinin doğrudan temasa ve etkileşime açık bir unsur haline gelmesi son zamanda sıkça karşılaştığımız bir durum. Bu noktada kurulan ilişkinin, eseri anlamlandırmak açısından daha derin yaklaşımlara kapı açtığını düşünüyorum.  Meltem Şahin’i de bu çok yönlü düşünce ve üretim pratiği açısından takdir ediyorum.

Mixer’de 3 Aralık tarihine dek devam edecek olan sergiyi mutlaka görmelisiniz. İzleyiciyi içine alan bu büyülü dünyada, her birinin mantığını ve görsel zenginliğini ayrı ayrı keşfedeceğiniz işlerle eşsiz bir deneyim sizleri bekliyor.

 


print