Türk Sanat piyasasına bir hareket getireceğine inandığım Art International ön izlenime pazar günü açıldı.
16-18 Eylül tarihleri arasında açık olacak fuarda yerli ve yabancı galeriler Türkiye, Avrupa ve Orta Doğudan sanatçıların eserlerini sergileyecekler. Haliç Kongre Merkezindeki etkinlikte yabancı turist sayısının çok olması gözden kaçmayacak kadar dikkat çekiciydi. Fuarın dış mekanında farklı noktalara yerleştirilmiş heykeller, adeta sanatseverleri kapıda karşıladı. Britanyalı sanatçı Saad Qureshi’nin ahşap heykeli dikkatimi çeken çalışmalardandı. İnsan hayatının kutsallığı üzerine kurulmuş cami minaresi şeklindeki bu eser, İslam dinini referans alırken, dini kötü amaçlar için kullananlara da göndermede bulunuyor.
Ayrıca terastaki heykel parkında Arik Levy, Tony Cragg, Richard Hudson ve Hüseyin Bahri Alptekin’in eserlerini fuar boyunca görebilirsiniz.
Aşağıda sıralayacağım bazı galeriler var ki bunlara uğramadan geçmeyin derim;
Lisson Galeri (Londra): Yugoslav performans sanatçısı Marina Abramovic’in bir eserine yer veren stantta ışık yerleştirmeleri ile tanınan Spencer Finch, yeni İngiliz heykel akımının öncülerinden Julien Opie, Turner Price ödülü sahibi Richard Deacon’ın çalışmaları dikkat çekiciydi. Ayrıca standın girişinde duvardaki büyük Anish Kapoor’un “paslanmaz çelik ayna” işi ve içerideki küçük odadaki diğer işleri görülmeye değerdi.
Galeri Mana: Hera Büyüktaşçıyan, Ayşe Erkmen, Canan Dağdelen, Sarkis gibi sanatçılara yer veren mekanda Canan Dağdelen’in tavandan asılı olan porselen küçük toplar işi aklımda kalan güzel işlerden biriydi.
Rampa: Nevi Aladağ’ın Paravan ‘ı ve Nilbar Güreş’in çalışması etkileyiciydi.
Pace Gallery: Dünyanın farklı şehirlerinde galerileri olan Pace, Art International’a Keith Coventry ve Kevin Francis Gray ile katılıyor.
Berlin Arndt Galeri Art International’a yerleştirmeleri ile bilinen Belçikalı sanatçı Wim Delvoye ile katılıyor. Sanatçı, kavramsal sanatın temellerinin atılmasında etkin rol oynayan Fransız/ Amerikalı Duchamp’ı referans alarak gündelik nesneleri bir sanat eseri haline getiriyor. Sanatçının fuarda yer alan gotik minareyi andıran çalışmaları bildiğimiz heykel anlayışına farklı bir boyut getiriyor.
Mario Mauroner Contemporary Art ( Salzburg): Tony Cragg, Jaume Plensa, Antoni Tapies gibi sanatçılara yer vermiş.
Fuarın geneline baktığımızda Jason Martin, Damien Hirst, Marc Quin, Sean Scully, Douglas Gordon, Stephan Balkenhol, Zhan Huan, Anish Kapoor, Shirin Neshat gibi dünya çapında starlar da vardı.
Kanımca sanat fuarları sanat piyasasındaki yenilikleri gösteren, koleksiyonerleri sanatçılar ile buluşturan, günümüz sanatçılarının çağdaş yorumlarını görebileceğimiz kısacası galeri ve sanatçıya en çabuk ulaşabileceğimiz platformlar. Sonuç olarak Art International bunu başarmış gibi görünüyor. Türk koleksiyonerlerin ve sanatseverlerin fuara ilgisi büyüktü. Diğer bir tespitim ise fuarlarda satış ve ziyaretçi sayısının önemli bir rol oynadığı. Ancak, Art International’ın bu anlamda belli bir çıtayı yakalayıp yakalayamadığını bekleyip göreceğiz. Rahat gezerek dolaştığım fuarda ayakta sohbet ettiğim arkadaşlarımın bu etkinlik hakkındaki memnuniyetleri yüzlerinden okunuyordu.
Dünyada çağdaş sanatın nereye gittiğini görmemiz açısından sanat fuarlarının önemi yadsınamaz. Yabancı sanatçılar ile yerel sanatçıların farklı sanatsal yorumlarını bir arada görmek sanatın evrensel dilini bir kez daha kanıtlıyor.
Çiçeği burnunda fuar, sanat piyasasına dinamizm getirirken rekabeti de beraberinde getirecek. Galericiler ve sanatçılara bu anlamda büyük sorumluluk düşüyor. Önümüzdeki senelerde İstanbul’daki sanat fuarlarının çoğalması, dünyada söz sahibi galerilerin ve yabancı koleksiyonerlerin sayısında artış olması dileğiyle.
