HAFTANIN SANATÇISI İLE KISA KISA – HÜSEYİN ARICI

Form bakımından hiperrealist, imgesel açıdan sürrealist pratiğinin gelişim sürecini paylaşır mısın?

Bütün çalışmalarımın temelinde realist bir üslupla biçimleri şekillendirmeye başladım. Gerçek nesneleri, gerçeklerinden referanslarla, kendi gerçekliğim içinde resmetmeyi amaçladım. Enstalasyonlarım ve minik heykelciklerimi de resim gibi düşündüm ve boyadım. Arka kısımlarıyla pek de ilgilenmedim; bu nedenle tam da heykelleşemediler. Hiperrealist görünümler kurtların, kelebeklerin, yaprakların ölmüş fakat korunarak, ölü halleriyle kullanılmış hissi yaratmasından doğuyor. Sürrealistim diyemem ama büyük bir hayranlığım var. Resme olan aşkımı tazeledi. Ben gerçekliğin peşindeyim, dünyada o kadar gerçeküstü şeyler oluyor ki haliyle ben konu olarak alınca gerçekliği bir anda gerçeküstü bir çalışmaya dönüşüveriyor.

Son sergindeki kadın bedeni formlarının bereket tanrıçası/Kibele kültüyle ilişkisinden söz eder misin?

Kibele, ölüm ve doğumun kanla olan bağını öğretti bana. Öğrendiğim bu bağ sayesinde bereketin pozitif anlamında küçük bir değişiklik yaptım. Bu değişikliği yaparken tıpkı Yontma Taş Devri insanları gibi kendi kadın heykelciklerimi yaşadığım devrin plastiği ile şekillendirdim. Toplumlar kendi medeniyetlerini kurarken başka medeniyetleri tükettiler. Büyük bir bereketle, bereket dolu topraklara yayıldılar. Doğmak için öldürdüler, daha fazla doğmak için daha fala tükettiler. Zorbalık ve doyumsuzluk bu devrin bereketi diye düşünüyorum. Bu sebeple insanı et kurtları ya da gübre kurtlarıyla özdeşleştirirken, bitmek bilmeyen tüketme arzusunun bereket sembolü olarak Venüsleri kullandım.

Üretimlerini fikir bazında en çok besleyen 3 yazar ya da kitap söyleyecek olsan, bunlar hangileri olur?

Richard Leppert, “Sanatta Anlamın Görüntüsü” ve Orhan Hancerlioğlu’nun “Düşünce Tarihi”  beslendiğim onlarca kitaptan sadece ikisi. Jean Baudrillard ise gerçeklik üzerine sorularımı cevaplayan ya da yeni sorular sormama vesile olan, minnettar olduğum, aklıma ilk gelen yazar.


print