BALKANLARDAN GELEN SOĞUK HAVA – PERA MÜZESİ

“Balkanlardan Gelen Soğuk Hava” isimli sergisiyle 2016 yılına veda edecek olan Pera Müzesi, yine farkını ortaya koydu. Balkan güncel sanatının nabzını tutan sergide, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Karadağ, Kosova, Romanya, Sırbistan ve Slovenya’dan önemli çağdaş sanatçıların eserlerine yer veriliyor. Alenka Gregorič ile birlikte serginin küratörlüğünü üstlenen diğer isim ise Ali Akay. Öyle ki sergiyi gezmeye başladığınızda Akay’ın seçki ve görsel düzenlemeye dair yetkin dokunuşlarını fazlasıyla hissediyorsunuz.

Balkan ülkelerinin özellikle yakın tarihine damga vuran, çalkantılı siyasi, toplumsal ve kültürel ortamı süresince ve sonrasında sanatçıların, söz konusu kritik gündemin etkilerini nasıl ele aldıklarını ortaya koyan sergiyi tükenmeyen bir ilgiyle gezdim.  Bu döneme tanık olmuş farklı kuşaklardan Balkan sanatçılar, videodan fotoğrafa, çizimden yerleştirmeye çeşitli mecralarda ürettikleri çarpıcı eserlerini izleyiciyle paylaşmış. Serginin teması ise bölgeye dair siyasi çağrışımların ötesinde metaforik bir doğa olayına dayanıyor: Rüzgâr. Kışın gelişini akıllara getiren, bilindik tabiriyle “Balkanlardan gelen soğuk hava dalgası” söylemine de işaret eden bu temanın coğrafya ve sanatla bağlantısını öne çıkaran küratörler, sergide, bölgenin tarihi ve kültürel geçmişini sorgulamayı hedeflediklerini belirtiyor.

maja-bajevic-sanat-ulusal-olmalidir-2012-video-750

Semboller, İdeoloji, Sanat Sistemi, Değer, Beden gibi kategorilerin altında kurgulanmış tematik başlıklar, her bir sanatçının eserine dair kavramsal ipuçları veriyor. Enstalasyon ve videoların ağırlıklı olduğu sergide, özellikle Sanat Sistemi başlığı altındaki işleri çok başarılı buldum. Hem evrensel hem yerel düzeyde karmaşık kurallardan oluşan bu ağ, zorunlu ilişkiler ve bağlılıkların sanatçıların üretim süreçlerini nasıl etkilediğini gözler önüne seriyor. Sisteme dair fikir ve eleştirilerini eserleri aracılığıyla ileten sanatçılar, diğer yandan alternatif bir kanalın temellerini atıyor. Bu kategori altında sergilenen işlerden en beğendiğim Maja Bajević’in “Nasıl Yönetilmek İstersin?” isimli videosu oldu. Çalışmalarında her alanda güç, iktidar ve statü sahiplerinin yönelttikleri şiddeti konu edinen Bosnalı sanatçı, videosunda, mevcut sistemde sanatçıların üstelik de kadın olarak karşılaştığı çıkmazları, çelişkileri masaya yatırmış. Sloganlaştırılmış bir şekilde aynı cümleyi tekrarlayan dış ses ve karşılıklı iki ekranda saçları taranan kadın figürü, zorla ehlileştirilen kimliğin sancılı mesajını iletiyor bana göre. Severek takip ettiğim başarılı çağdaş sanatçılardan Anri Sala’nın çalışmaları ise Beden/Başkalarını İzlemek başlığı altında sergileniyor. Modern bir gözetleme biçimi olarak denetim kavramını ele alan Sala, sistemin yukarısından toplumun tabanına yayılmış türleriyle baskı modellerini irdeliyor. Sanatçının “Bana Cevap Ver” isimli video çalışması, bu denetlenme/izlenmenin yarattığı tedirginliği ve tutsaklık hissini başarıyla izleyiciye aktarıyor.

anri_sala

Ait oldukları coğrafya ve kültürün izinde, politik ve sosyal izlenimlerini ustaca paylaşan sanatçılar arasında Goran Djordjević, IRWIN ve Slaven Tolj, çarpıcı işleriyle beni etkileyen diğer isimler oldu. Pera Müzesi’nde 7 Mayıs’a kadar devam edecek olan sergiyi mutlaka görmenizi tavsiye ederim.

 


print