Aralık ayı tüm hızıyla devam ederken galeriler, yıl bitmeden biraz soluklanma fırsatı bulsalar da oldukça kaliteli sergilere yer vermeyi ihmal etmemişler. Hareketli geçmesini dilediğimiz bahar dönemi öncesi zihninizi sanatsal açıdan diri tutmak isterseniz bu haftaki önerilerimi ajandanıza ekleyebilirsiniz.
RAMPA, 2016’ya Nilbar Güreş’in “Çift Başlı Yılan” isimli kişisel sergisiyle veda ediyor. Galerinin aynı cadde üzerindeki proje mekânında gerçekleşen sergide, sanatçının yeni çalışmalarını görme fırsatı sizi bekliyor. Nilbar Güreş, gerek sanat pratiği gerekse malzeme ve teknik konusundaki ustalığı ile benim üst düzey isimler arasında sayabileceğim önemli bir kadın sanatçı. Kâğıttan kumaşa çeşitli malzemeleri titizlikle işleyen Güreş’in bu sergide yer alan kolaj, desen, yerleştirme alanlarındaki çalışmalar yakın zamanda Sao Paolo Bienali’nde de izleyiciyle buluşmuş.
Kadın kimliği, sosyolojik normlar, iktidar algısı ve bunun üzerine kurgulanan toplumsal yapılara ilişkin her daim söyleyecekleri olan Güreş, sivri anlatım dili ve keskin bakış açısıyla hayran olduğum isimlerden. İşlerindeki biçimsel özgünlük eleştirel yönü güçlü söylemlerle birleşince ortaya çok başarılı kavramsal yapıtlar çıkıyor. Proje mekânının, yumuşak bir pembeye boyanmış duvarları arasında tamamen tezat renk ve üsluptaki işleri, çözülmeyi bekleyen semboller bütünü olarak Güreş’in kuvvetli bir metafor ustası olduğunun altını bir kez daha çiziyor bana göre. Sergiye ismini veren, taşlar arasından uzanmış çift başlı yılan figürü yerleştirmesi, mitolojiden masallara türlü öykülerin ipuçlarını taşıyor. Sergideki favorilerimden bir diğeri de “Doğal Rakip” isimli yerleştirme. Dantelli bir sehpanın zihinlerde uyandırdığı prototipi hicivli bir yaklaşımla bozguna uğratan Güreş, tek bir eserde aynı anda pek çok sorunlu noktaya parmak basmayı başarıyor. Hemen yanında yer alan, kumaş üzerine yapılmış desenler ve duvar çiziminin oluşturduğu çalışma da yine serginin öne çıkan parçalarından. RAMPA, 2017 yılında sanatçının kapsamlı bir kişisel sergisinin bizi beklediği müjdesini de veriyor. İlgiyle izleyeceğinizi tahmin ettiğim “Çift Başlı Yılan” sergisi ise 30 Aralık tarihine dek açık kalacak.
Alternatif içerikleriyle beni daima etkileyen sergilerin mekânı Ariel Sanat, usta isim Sarkis’le bu yılı sonlandırıyor. Norgunk tarafından kavramsal çerçevesi şekillendirilmiş “Bellek ve Sonsuz için Kitaplık (İkiz)” isimli sergi, Sarkis’in, değeri yer değiştirdikçe katmerlenen göçebe işleri üzerinden, hafızaya dair nostaljik bir yorum ortaya koyuyor. Geçmiş ve gelecek arasında köprü niteliği taşıyan çalışmalar, tarihsel ve toplumsal olguların görgü tanıkları olarak bize zaman ötesi bir deneyim sunuyor. Sarkis’in kitaplarını içeren antika bir vitrinli mobilya-heykelin karşısına konumlandırılmış “ikiz”i, bu tarihsel döngünün hüzünlü parçalarını taşıyor.
Öldürülmüş ya da intihar etmiş yazar ve düşünürlerin kitaplarının sıralandığı bu vitrin, yine antika bir pikaptan duyulan müzisyenlerin benzer kaderi paylaştığı gerçeğiyle bizi yüz yüze bırakıyor. Kırmızı, yeşil renklerdeki aydınlatma ise belleğin derinliklerine tutulmuş sembolik bir projeksiyon gibi göründü bana. Hafızadan sonsuza uzanan ince ve silik çizginin belirginleştiği, gül kokusunun hakimiyetinde süregiden bu kavramsal yolculuğa mutlaka çıkmalısınız. 14 Ocak’a kadar vaktiniz var.
