“İYİ BİR KOMŞU”

İstanbul Bienali’ne sayılı günler kala temasından sanatçılarına uzanan genel bir özet hazırladım bu hafta sizler için. Açılışından sonra izlenimlerimi de yine blog sayfamdan takip edebilirsiniz. Şimdiden iyi gezmeler.

Sanatçı ikilisi Elmgreen & Dragset’in küratörlüğünde 16 Eylül – 12 Kasım 2017 tarihleri arasında ücretsiz olarak düzenlenecek olan İstanbul Bienali, ev, mahalle, aidiyet ve müşterek yaşam hakkındaki fikirleri çeşitli perspektiflerden tartışmaya açan bir tema seçti bu yıl kendisine. İkilinin, “Komşunuz sizden oldukça farklı yaşayan biri olabilir. Ancak umuyoruz ki siz, son dönemde dünyadaki pek çok politikacının aksine ‘öteki’ korkunuzla etrafınıza çitler örerek baş etmiyorsunuzdur.” söylemi aslında “iyi bir komşu” başlığının altındaki duyarlı ve somut yaklaşımı özetlemeye yetiyor. Bienalin kamusal alandaki açılımları ise çoktan başladı. İyi bir komşu kavramını dünyanın farklı şehirlerinde paylaşmak adına başlatılan Uluslararası Billboard Projesi kapsamında, Lukas Wassmann’ın beklenmedik insan karşılaşmalarını yakaladığı fotoğraflardan bir seçki ve fotoğraflarla eşleştirilen iyi bir komşuya dair sorular, dünyanın farklı noktalarında billboardlara taşınıyor. Geçen Şubat ayında St. Patrick Festivali aracılığıyla İrlanda’nın çeşitli kentlerindeki 13 noktada açılışını yapan proje, 2017 sonuna dek Moskova, Sidney, Milano, Şikago gibi şehirlerde varlık gösterecek. İstanbul’da ise apartmanların duvarlarında, evlerin pencerelerinde asılı “iyi bir komşu” üzerine tanım çeşitlemelerini içeren afişler görmeye başladıysanız şaşırmayın. Siz de İKSV Ana Gişe, Pera Müzesi ve İstanbul Modern’den afişlerinizi alarak pencerenize asabilir, “iyi bir komşu”nun sorularını tüm mahallenizle paylaşabilirsiniz.

Bienal mekânları da izleyici için keyifli bir rotada yer alıyor. Müze çatısı altındaki sergileme alanları, İstanbul Modern ve Pera Müzesi bünyesinde kurgulanırken; Cihangir’deki ARK Kültür, Küçük Mustafa Paşa Hamamı,  son dönemin gözde değerlerinden Galata Rum Okulu ve konut özelliği taşıyan Yoğunluk Sanatçı Atölyesi gibi mekânlar da alternatif açılımlara sahne olacak. 32 ülkeden 55 sanatçıyı bir araya getirecek bienale Türkiye’den Burçak Bingöl,  Erkan Özgen, Ali Taptık, Bilal Yılmaz, Volkan Aslan, Alper Aydın, Candeğer Furtun, Gözde İlkin, Tuğçe Tuna gibi merak uyandıran yetenekler katılırken; Olaf Metzel, Monica Bonvicini, Louise Bourgeois, Fernando Lanhas, Henrik Olesen, Mark Dion, Victor Leguy, Liliana Maresca, Berlinde De Bruyckere gibi isimler de izleyiciyi şimdiden heyecanlandırdı.

Bienal kapsamında sergilenecek eserler arasında ilk görücüye çıkan da Burçak Bingöl’ün “Günebakan” işi oldu. Seramik ve desen çalışmalarıyla tanınan başarılı sanatçımız Bingöl’ün seramikten ürettiği, Beyoğlu’nda yetişen çiçeklerle bezenmiş güvenlik kameraları, bienalin kamusal ayağını temsilen şehrin çeşitli noktalarına yerleştirildi. Günümüzde giderek normalleşen gözetleme sistemine eleştirel bir yorum getiren Bingöl, kameraları bizi gözetleyen aygıtlar olmaktan çıkartıp onları birer sanat eseri haline getirerek izleyen-izlenen ilişkisini de tersine çevirmeyi hedefliyor. Bingöl’ün kameraları, bienal boyunca aralarında Kumbaracı 50, Pera Müzesi, Şimdi Cafe, LeBon Pastanesi,  İstanbul Modern Sanat Müzesi gibi mekanların olduğu 20’yi aşkın noktada görülebilir.


print