Sakıp Sabancı Müzesi’nde kapılarını açan Marina Abramovic sergisi kapsamındaki performansını keyifle izledim. Özellikle izleyici ile interaktif bir formda ilerlemesi performansı oldukça etkili kılıyor. Zihin haritalandırma kavramı üzerine şekilleniyor ve metaforik olarak ana yollardan sokaklara uzanan bir düşünce güzergahı gibi ilerliyor. Bu performansın fikirsel oluşum sürecinden biraz bahsedebilir misin?
“Work in Progress – Personal map…” başlıklı performansım 2008 yılında üretildi ve ilk kez Bangkok’ta, 10. Asiatopia Uluslararası Performans Festivali’nde sergilendi. Daha sonra Stuttgart (Gedok 2009), Sabadell (Performancefestival Ebent 2009), Curitiba (5th Latin-American Biennal of Visual Arts), Vento Sul, Karlsruhe ve Innsbruck gibi şehirlerde de tekrar performe ettim.
Performansta çivi, kırmızı ip ve çekiç kullanıyorum ve kişisel haritamı sanatsal çalışmalarımın dünya haritasına döndürüyorum. Performans başlamadan önce, tüm vücuduma Dövme Kalemi ve Edding (boya kalemi) ile biyografimi yazdım çünkü profesyonel sanat pratiğimin son 20 yılında yaptığım her şeyi hatırlayamıyorum. 250’den fazla farklı performans ürettim, 170’den fazla şehirde, 60 ülkede ve 4 kıtada canlı performans gösterdim. Cildim ve vücudum bir tür yaprak haline geliyor ve her şeyi vücuduma yazmak 15 saate yakın sürüyor. Tabii ki kendimi temelde yönlendirebilmek için dünya haritasını da hatırlamalıyım. Ama aynı zamanda izleyiciye/ halka ve dünya hakkında bildiklerine de bağlı; çünkü izleyicilerden ülkeleri ve yerleri bulma konusunda yardım istiyorum. Bu performans interaktif bir nitelikte ve kamuoyu ile çalışıyor. Haritaya yardım etmenin yanı sıra benimle performanslarımın parçalarını sergiliyorlar ve performanslarımın hikayelerini duyuyorlar. Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki izleyici harikaydı. Etkileşim yapmayı sevdiler, haritamda bana yardım etmeyi sevdiler, performanslarımın parçalarını sergilemeyi sevdiler, performanslarımın hikayelerini duymayı sevdiler.
Sakıp Sabancı Müzesi’nde devam ettiğim performans, tekrarlar da dahil olmak üzere yaklaşık 400 performans etkinliğini anlattığım bir çalışma. Bu, tabiri caizse, sözlü sanat biyografim ve aynı zamanda tüm sanat çalışmalarımın sözlü bir retrospektifidir. Performans 10 gün boyunca her gün 8’er saat, toplamda 80 saat sürdü. Vücudumdaki dövme çabucak çıktığı için, her gün 15 saat tekrar tüm biyografiyi yazmak yerine, bir kez yazmaya ve vücudumu 10 gün boyunca yıkamamaya karar verdim. Gösteriden sonra hamama gittim. Kadın tellaklardan kese-köpük aldım ve bu yıkanma işlemini kamera ekibimle yeni bir video performans üretimine dönüştürdüm.
Marina Abramovic sergisi çok önemli bir proje ve senin de bu projeye dahil olmuş olman hepimiz adına gurur verici. Süreç senin açından nasıl işledi, nasıl bir araya geldiniz, fikirsel üretim aşamasında neler yaptın paylaşabilir misin?
Marina Abramovic ile 2000-2004 arasında 4 yıl boyunca, HBK Braunschweig’ta birlikte çalıştım. MAI (Marina Abramivic Institute), beni ilk kez canlı performanslar için davet etti, ancak MAI ile zaten daha önce çalışmıştım, dünyanın başka yerlerinde performans videolarımı sundular. Küratör Paula Garcia ve Serge Lê Borgne, beni diğer uluslararası sanatçılarla birlikte davet etti ve açılış için performansımı yapmamda ısrar ettiler.
Diğer sanatçılar MAI’ye açık çağrı ile başvurdular. 400’den fazla başvuru arasından 12 sanatçı seçtiler. Aynı zamanda küratör Billy Zhao beni Akbanksanat’ta iki videomu (Hullabelly 2002, Cash Machine 2016) sunmam için davet etti. Yakında 25.2.2020 – 08.03.2020 arasında iki video daha sergileyeceğim.
Müzedeki performanslara hazırlanma sürecinde, davet edilen ve seçilen sanatçılarla bir atölye çalışması yapıldı; “Cleaning the house of Marina Abramovic in Sakarya”. 5 gün boyunca oruç tutuldu, konuşma olmadan, konsantrasyon egzersizleri ve meditasyonlar yapılır. Öğrenciyken, Marina Abramovic ile bu tür atölyeleri 2002 ve 2004’te Santiago de Compostella’da Cadiz’de yapmıştım. Bu kez atölye, MAI başkanlığında Marina Abramovic olmadan gerçekleştirildi, atölye lideri Lynsey Peisinger ve Billy Zhao idi.
Performans sanatı hem mental hem de fiziksel olarak yoğun hazırlık gerektiren bir disiplin. Sen kavramsal ve bedensel açıdan performanslarını kurgularken nelere dikkat ediyorsun ve nasıl hazırlanıyorsun?
Normalde performans fikirlerimle ilgili çok net bir resmim var ve onlar için bir konsept geliştiriyorum. Benim için bir anlam ve ifade içermeyen hiçbir iş yapamam. Her performans için bir konsept vardır: Kavramsal sanat. Açık olmak gerekirse; hala herkesin işimde kendi gördüklerini görmesini istiyorum. Seyircinin benim gördüklerimi görmesini istemiyorum. Performanslarıma gerçekten kendimi hazırlamıyorum. Birkaç yıldır, yaşlandığım için (49 yıl) kendimi fiziksel olarak formda tutmak için düzenli ve hedefli bir spor yapıyorum. Prensip olarak, yeni bir performans için herhangi bir egzersiz yapmıyorum: her zaman otantik olmalı ve bir performansı tekrarlasam bile, genellikle benim için yeni bir performans gibi oluyor; çünkü yer farklı, insanlar farklı ve aynı zamanda odadaki atmosfer ile malzeme de farklı. Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki “Work in. progress – Personal map…” performansım da farklı ve yeni, çünkü bunu ilk kez her gün 8 saat ve 10 gün boyunca yapıyorum. Toplam 80 saat.
Her zaman konuşulan bir konu; performans sanatının saklanması, satın alınması, koleksiyon açısından önemi gibi detaylar. Okuyucularımızın da bilgilenmesi amacıyla performans sanatının kalıcılığı, fikir sanatının sürdürebilirliği hakkında bilgi verebilir misin?
Performans sanatı anlıktır. Bu nedenle onu yakalamak zordur, çünkü geçen anla birlikte gider. Ancak ben görsel sanat, heykel ve resim okudum, amacım her zaman geride nesneler ve kalıntılar bırakmak. Bir performans daima yeni bir şey üretmelidir. Bir performansla daima kendi hakkıyla yeni bir sanat eseri yaratırım. Bu, sanatın sanat eseri içinde yaratıldığı yaratıcı bir süreçtir. Ayrıca performans fotoğrafları, videolar, heykeller ve eserlerimin kalıntılarını da satıyorum. Bir sanatçı için önemli olan asla olduğu yerde durmadan tekrar tekrar yeni bir şey yaratmaktır.