Bu haftaki yazımı genç sanatçıları keşfetmeyi ve desteklemeyi hedef almış, Siemens Sanat merkezine ayırdım. 2007 yılından beri güncel sanatı ve Türk çağdaş sanatının yeni kuşak temsilcilerinin çalışmalarını desteklemek amacıyla “Sınırlar ve Yörüngeler” adlı yarışmasını düzenliyor. Yarışma hakkında kısaca fikirlerini aldığım değerli jüri üyelerinin görüşlerini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Mürteza Fidan (Küratör, sanatçı); 2007’den beri devam eden Sınırlar ve Yörüngeler Yarışması’nın, bu sene sekizincisi gerçekleştiriliyor. Siemens Sanat’ın oluşturmuş olduğu bu kar amacı gütmeyen bir platform genç sanatçılara kendilerini ifade edebilmede özgür bir zemin olma niteliği taşıyor. Bu zemin genç sanatçıların bağlamlaştırdıkları güncel küresel pratiklerini sanat yapıtı olarak otonom levhalar içinde değil de, interaktif ilişkiyi talep eden formlar olarak izleyiciyle buluşturmayı amaçlıyor. Siemens Sanat’ın şimdiye kadar yarışmalı sergi olarak gerçekleştirdiği “Sınırlar ve Yörüngeler Yarışması”, bu seneden itibaren yarışmalı genç sanatçıların maddi olarak da desteklenmesini amaçlıyor. Yarışmaya katılan sanatçılar bundan önce olduğu gibi kendi sanatsal profillerini sergide sunabilecekler. Ayrıca içlerinden üç sanatçıya veya gruba da başarı ödülü olarak katkı sağlanacak.
Helmhaus Zürih’in Küratörü Daniel Morgenthaler; Tüm nesillere yerel sanatçılara destek ve teşvik için ayrılmış bir kurum. Her gün ulusal ve uluslararası bağlamda Zürih’li genç sanatçılar için “ne olabilir?” ve “ne yapabiliriz?” sorunsallarıyla uğraşıyorum. Ben bu nedenle “Sınırlar ve Yörüngeler” sanat yarışmasının, bu zorlu yolda genç Türk sanatçıları destekleyen bir girişim olduğunu düşünüyorum. Bu seçici kurulun da bir parçası olduğum için çok heyecanlıyım.
Küratör, Viyana Open Systems Sanat Forumu Kurucusu, Gülsen Bal; “Sınırlar ve Yörüngeler” sanat yarışması yeni sanatçılar için mesleki dayanıklılık uyandırmaya yönelik, yeni üretim alanları yaratabilmeleri için var olan potansiyeli de öne çıkartan, önemli bir eşik, bir dönüşüm tarihidir.
Nezaket Ekici (Performans sanatçısı); Ben de, daha önce bu tür yarışmalara katılmış ve birçok bursa başvurmuştum. Özellikle bursların ve bu tür yarışmaların güç veren, benim için bir motivasyon üreten tarafı vardı. Aynı zamanda sanat yarışmaları çok önemlidir. Ben Siemens Sanat’ın böyle bir olanağı genç sanatçılar için yarattığına çok memnunum.
Ayrıca Türkiye’de çağdaş sanatın gelişimi için önemli bir etkinlik olduğunu düşünüyorum. Çünkü sanat bir toplumun durumunu yansıtan ayna gibidir. Kültür için yatırım yapılması ve özellikle sanat için, çaba verilmesi gereklidir. Sanatsız bir toplum durgunlaşır ve ilerleme olmaz.
Sinopale kurucusu, sanatçı ve küratör T. Melih Görgün; “Sınırlar Yörüngeler” artık bir yarışma olmaktan çıkıp mutlaka içinde olunması gereken, genç sanatçıların CV’lerinde bulunması gereken bir durum haline geldi. Bunu da genç sanatçılar kendileri tercih ederek geliştirdiler. Biz sadece onlara aracı olduk. Siemens Sanat olarak genç sanatçıların mümkün olan tüm sanatsal üretimini, yani sanatsal sürecini gözden geçirerek kendilerini ifade edebilmelerine yönelik alt yapıyı oluşturduk. Ancak sergilerimizde yer alan sanatçılar da son derece profesyonel bir şekilde hazırlanmış yapıtlarıyla, düşünceleriyle ve en önemlisi de inançlarıyla büyük katkıda bulundu. Siemens Sanat’ın 2007 yılında oluşturduğu “Sınırlar Yörüngeler” sanat yarışması aynı zamanda son 10 yıldaki çağdaş sanat alanında öne çıkan isimleri de gündeme getirme misyonunu üstlenmiştir.
Piyasaya yeni bir soluk getiren Sınırlar ve Yörüngeler yarışmasının, sınırsız yaratıcılığa ve sınırsız bir özgür dünyaya sahip gençlerimizin çağdaş sanat piyasasındaki kalıcılığını ve devamlılığını sürdürebilmeleri için motive edici bir güce sahip olduğuna inanıyorum. Sanatçı ve sanat severi bir araya getirerek iletişim ve etkileşim çerçevesi içerisinde pozitif bir sinerji oluştururken sanatçılara sergileme alanı sunuyor ve koleksiyonerleri de genç sanatçılara yatırım yapmaya teşvik ediyor. Aynı zamanda bu yarışma benzer konular üzerinde farklı yaklaşımları yansıtan çalışmalarla, hayata alternatif bir bakış açısı sunarken evrensel dili yakalayabilmiş genç sanatçılarımız için de büyük bir fırsat oluşturuyor.
