YENİ SEZONDA YURT DIŞI GÜNDEMİ

Uluslararası sanat sahnesinin yeni sezon etkinlik haberleri kulağımıza gelmeye başladı. Anlaşılıyor ki 2018’i hareketli bir gündem ve heyecan verici sergilerle uğurlayacağız. Sonbahar aylarına renk katmak isteyen sanatseverler, öne çıkanlar arasından hazırladığım derlemeye bir göz atsın derim.

Frida Kahlo, son yılların pop kültüründe de sıklıkla kendine yer bularak neredeyse gündelik hayatımızda bile aşina olduğumuz bir figür oldu desek yanlış olmaz. Londra’daki Victoria&Albert Müzesi, Meksikalı sanatçının kişisel eşyalarını yıllar sonra gün ışığına çıkartarak belgesel derinliğinde bir sergiye imza atıyor. Kahlo’nun ünikliğini tescil edercesine herkesi büyüleyen o renkli kıyafetleri, bizzat kendisinin tasarladığı bacak protezi, kozmetik ürünleri, kendi boyadığı korsesi, oto-portre resimleri ve portre fotoğrafları ile sanatçının iç dünyasına bir yolculuk vadeden sergi muazzam bir keşif sunuyor. Sanat tarihinin en ikonik isimlerinden biri haline gelmiş olan Kahlo, trajik yaşamının en özel detaylarından bağımsız incelenemeyecek bir sanatçı. “Frida Kahlo: Making Her Self Up”, bu anlamda birey-toplum-üretim arasındaki girift ilişkiyi merkeze alarak bir sanatçının gündelik ayrıntılarda saklı potansiyeline vurgu yapan önemli bir prodüksiyon diyebiliriz. Haziran ayında kapılarını açmış olan sergiyi, 4 Kasım’a dek görebilirsiniz.

Popüler kültürün sanat ile kesişimini konu alan keyifli bir sergi ise Londra’daki National Portrait Gallery’de ziyaretçileri bekliyor. Son yüzyılın bir başka ikonik ismini üretimlerine dahil etmiş sanatçıların yapıtlarını bir araya getiren “Michael Jackson: On The Wall”, tüm dünyayı kasıp kavurmuş bir figürün sanat nesnesi olarak temsiline ışık tutuyor. Andy Warhol’dan Gary Hume’a, Rita Ackerman’dan Grayson Perry’ye, Michael Craig-Martin’den Isa Genzken’e, Kehinde Wiley’den Catherine Opie’ye kadar pek çok yıldız sanatçının eserine ilham kaynağı olan şarkıcı, halen daha en etkili popüler kültür figürleri arasında sayılıyor. Portre resimlerinden fotoğraflarına kadar Michael Jackson temalı onlarca işi bir arada görmek için 21 Ekim’e dek vaktiniz var.

Modern sanat aşıkları için ise Alberto Giacometti retrospektifinin Guggenheim Bilbao’da açılacağı müjdesini verebiliriz. Daha önce Guggenheim New York ve Tate Modern’de izleyiciyle buluşan sergi, 20. yüzyılın en büyük heykeltıraşlarından sayılan Giacometti’nin kübist ve sürrealist nitelikteki yapıtlarını bir araya getiriyor. Sartre’ın “en mükemmel varoluşçu sanatçı” olarak tanımladığı heykeltıraşın, en son 1956 Venedik Bienali’nde sergilenmiş ve o yıldan bugüne çok az görülmüş olan  “Femmes de Venise” serisi de bu seçkide yer alıyor. 19 Ekim tarihinde kapılarını açacak sergiyi Şubat ayına kadar izleyebilirsiniz.

Tate Modern, 20. yüzyılın en önemli tekstil ve baskı sanatçılarından Anni Albers retrospektifiyle sezonu açıyor. Bauhaus Okulu’nun başarılı isimlerinden olan Albers, tıpkı sanat tarihindeki hemcinsleri gibi ressam olması konusunda cesaret kırıcı tepkilerle karşılaşarak farklı bir alana yönelmiş. Kumaşı bir resim yüzeyi olarak kullanma konusunda çığır açan sanatçı, giderek tasarıma uzanan disiplinlerarası pratiğiyle dönemin öncülerinden sayılıyor. Feminist hareketin her geçen gün daha çok sesini duyurduğu bu dönemde, Albers’in en önemli yapıtlarını bir araya getiren böylesine kapsamlı bir prodüksiyona imza atılmış olması heyecan verici. 11 Ekim’de izleyiciyle buluşacak olan sergiyi, Ocak ayına dek mutlaka görün derim.

Tate’in gelenek haline gelmiş “Artist Rooms” serisinde bu sezon Anselm Kiefer ve Alex Katz’ı göreceğiz. Savaş sonrası soyut ekspresyonizminin kurucularından Alman sanatçı Kiefer’in 40 yılı aşkın kariyerine ışık tutan seçki, Herbert Art Gallery & Museum’da görülebilecek. 19 Ekim’de açılacak olan sergi, Ocak ayına dek ziyaret edilebilir. Amerikan pop sanatının ikonik ressamlarından Alex Katz’ın yapıtları ise Tate Liverpool’da sanatseverlerle buluşacak. Portreleri, manzara resimleri, figür eskizleri, marina ve doğa temalı çalışmalarından bir seçkiyle Katz’ın pratiğine dair bütünsel bir bakış sunacak olan sergi, 23 Kasım – 17 Mart tarihleri arasında izlenebilecek. Kaçırmayın derim.

Royal Academy of Arts ise modernizmin iki önemli temsilcisine yer veriyor. Viyana’daki Albertina Müzesi işbirliğiyle hayata geçirilen sergi, Avusturya’nın en değerli iki sanatçısını tek bir çatı altında diyaloğa geçiriyor. Gustav Klimt ve Egon Schiele’nin çizimlerini bir araya getiren “Klimt / Schiele: Drawings”, ikilinin sanatsal ilişkilerine ve yaratım süreçlerindeki ayrışma noktalarına değiniyor. Sembolist resmin temsilcisi Klimt ile kışkırtıcı ve psikolojik altyapısıyla izleyiciyi sarsan yapıtların sahibi Schiele’nin, kâğıt üzerine yapılmış 100’e yakın çalışmasını içeren sergi; portreler, manzaralar, nü ve erotik çizimler etrafında şekilleniyor. Özellikle erken dönem işlerinde Schiele’nin Klimt’ten aldığı ilhamı gözler önüne seren seçki, Modernist sanatın radikal iki figürünü derinlemesine tanımak için kaçırılmaz bir fırsat bana göre. Yolu Londra’ya düşecek olanlar 4 Kasım – 3 Şubat tarihlerini ajandalarına not edebilirler.

Sergiler dışında bienal ve fuarlarla renklenecek bir sanat ortamı bizi bekliyor. Haziran’da kapılarını açan Berlin Bienali’nin sonlarına yetişmek isteyenler 9 Eylül’den önce Berlin’i rotalarına ekleyebilirler. Daha uzak ve alternatif bir destinasyon arayışındakiler ise 7 Eylül’de başlayacak olan São Paulo Bienali’ni değerlendirsinler derim. Bir önceki edisyonda başarılı sanatçılarımızdan Güneş Terkol’u ağırlayan bienal, önemli keşiflere olanak tanıyor. Kısa etkinliklerle de seyahat programınızı zenginleştirmek mümkün. Şehrin dinamizmini ikiye katlayan Berlin Art Week bu yıl 26-30 Eylül tarihleri arasında yapılacak. Londra sanat piyasasının nabzını tutan Frieze London 4-7 Ekim arası gerçekleşirken, FIAC Paris 18-21 Ekim arasında sanatseverleri bekliyor olacak. Art Basel Miami ise 6-9 Aralık tarihleri arasında değerlendirilebilecek keyifli bir seçenek.


print