İstanbul’da Festival Heyecanı

İKSV’nin her yaz sezonu düzenlediği klasik müzik festivali bu senede birbirinden önemli dünya çapında sanatçıları İstanbul’da ağırlıyor.

40. yıl açılış konseri şef Sascha Goetzel yönetiminde Borusan İstanbul Filarmoni orkestrasının besteci Ludwig Van Beethoven’ın 9. senfoni eserinin yorumu ile başladı. Konserden önce piyanist ve besteci Hüseyin Sermet’e 2012 onur ödülü verildi. Londra Kraliyet Filarmoni, Paris Orkestrası, Tokyo Senfoni Orkestrası gibi önemli orkestralar eşliğinde konserler veren sanatçı genç yeteneklere verdiği destekle de tanınıyor. Açılış konserinde Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu ile beraber dinlediğim birbirinden yetenekli genç sanatçıların yorumları da konsere ayrı bir atmosfer kattı. Soprano Simge Büyükedes, alto Ezgi Kutlu, tenor Murat Karahan ve Bas Bass Burak Bilgili’nin performansları ayakta alkışlandı.

Haliç Kongre Merkezi’nde yer alan diğer bir etkinlik ise Viyana Berlin Oda Orkestrası’nın Anne-Sophie Mutter eşliğinde verdiği konserdi. Bu muhteşem gecede sanatçının performansı büyük beğeni topladı. Bu önemli isim Herbert von Karajan ile solist olarak çaldığından itibaren dünyanın birçok önemli şehirlerinde konserler verdi. 20 ve 21. yy müziğini hem konçerto, hem oda müziği formunda yorumlayan ünlü virtüöz, tanınmış eserlerin hemen hepsini seslendirdi. Geniş bir keman repertuarına sahip olan Mutter, dünya çapındaki yardım projelerinde de büyük rol oynuyor. Çevresinde oluşan dünya meselelerine duyarlı olduğunu vurgulayan güzel sanatçı; o akşam Mozart’ın Sol ve La Majör keman konçertosunu muhteşem yorumlayarak salondaki biz dinleyicilerin dakikalarca ayakta alkışlamamıza neden oldu.

Geçen sene 1 Aralık 2011 tarihinde 28 yaşında kaybettiğimiz viyolonsel sanatçımız Benyamin Sönmez adına yapılan gecede besteci Giya Kancheli‘nin ilk dünya prömiyerini dinlemek ayrı bir keyifti. Konser öncesi tarihi mekan olan Aya İrini’nin bahçesinde sanatçı ile gerçekleştirilen sohbettte bulunmak hem genel kültürüme bir değer kattı hem de konser öncesi sanatçıyı yakından tanıma fırsatını elde ettim. 1935 yılında Tiflis’te doğan Giya yanlızca Gürcistan’ın en tanınmış çağdaş bestecisi değil aynı zamanda günümüz klasik müzik dünyasının önde gelen isimlerinden biri. 1960’larda Sovyet Avangard akımın önemli temsilcilerinden olan sanatçı geleneksel Gürcü Folklorik Müziği ile günümüz çağdaş müziğini harmanlayarak kendi kişisel müzik tarzını yakalamış. Dün akşamki konserinde yukarıda belirttiğim gibi hem eski halk şarkılarını hem de çağdaş popüler müziği büyük ustalıkla pekiştirerek sunan sanatçı, bizlere farklı bir deneyim yaşattı. Senfonileri ile tanınan besteci yedi senfoni, çeşitli enstrümanlar için konçertolar, bir opera ve oda müziği eserleri bestelemiştir. Konser süresince Giya’nın bestelerinde; gerilim, heyecan ve sakinlik, kimi zaman da yükseliş ve düşüş gibi duygular yaşadık.

Haziran ayı boyunca devam edecek festivalde ayrıca ; Deuctches Symphony Orkestra Berlin, Helene Grimaud, Fazıl Say’ın bir dünya prömiyerini dinlemek için sabırsızlanıyorum. Her yaz İstanbul Klasik Müzik Festivali’nin müzikseverlere bir öncekinden daha geniş bir sanatçı yelpazesi sunduğunu gözlemliyorum.

Konserlerde dikkatimi çeken bir ayrıntı da geçmiş senelere oranla her sene yabancı dinleyicilerin sayısındaki artış. İstanbul sanat yaşamının en önemli unsurlarından birisi olan Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrasını taktir etmek gerektiğini düşünüyorum. 1999’da Gürer Aykal yönetiminde kurulan orkestra dünyanın bir çok şehirlerinde konserler vererek klasik müzik alanında Türkiye’nin dünyada sesi oldu.  Bu anlamda İstanbul’un kültür ve sanat etkinliklerinde dünyaya açılan önemli bir kapı olduğunu düşünüyorum.


print