Burhan Doğançay “Kent Duvarlarının Yarım Yüzyılı”

Burhan Doğançay “Kent Duvarlarının Yarım Yüzyılı”
26 Haziran 2012 10:54
Türk Modern ve Çağdaş Sanatının en önemli sanatçılarından olan Burhan Doğançay’ın “Kent Duvarlarının Yarım Yüzyılı” başlıklı sergisi 23 Mayıs Çarşamba günü İstanbul Modern’de açıldı.

Sanatçının 50 yıllık çalışmalarının olduğu bu sergide dünyanın farklı yerlerindeki müzelerden ve özel koleksiyonlardan oluşturulan eserler sergileniyor.

“Kapılar”, ”Greko Duvarları” ve “Kurdeleler” serisi gibi ondört farklı seriye ait yapıtlar müze duvarlarında yerlerini almışlar. Reklam afişlerinin, gazete küpürlerinin, siyasi sloganların, farklı imgelerin, politik figürlerin, ünlü sinema sanatçılarının veya sıradan insanların oluşturduğu bu duvar resimleri; aslında yaşadığımız modern dünyanın aynaları. Bu aynalarda hem sokak kültürünü, kentin ruhunu ve enerjisini hem de sosyal, politik ve kültürel değişimlere uğrayan toplumların geçirdiği evrimleri, başka bir deyişle “tarihin akışını” izleyebiliyoruz.

İyi bir gözlemci olan Doğançay, bir bakıma farklı toplumların anatomisini çizmiş bize resimlerinde. Uzun seneler New York’da yaşayan sanatçı 1970’lerde “Wall Serisi”ne başladı. Ressamlığının yanısıra iyi bir fotoğrafçı da olan Doğançay; 116 ülke dolaşarak bu şehirlerdeki duvarların fotoğraflarını çekmiş ve dokümantasyon niteliğinde büyük bir arşiv oluşturmuş. Sanatçı fotoğrafın; Görünen dünyayı bütün bir çıplaklığı ile olduğu gibi biz insanlara sunduğunu ifade eder. Kanımca sanatçı bu gerçekten yola çıkarak “Wall Serisi”ne başlamış olabilir. Genellikle bulunduğu şehrin az gelişmiş bölgelerinin duvarlarının fotoğraflarını  çeken sanatçı, bu bölgede yaşayan insanların söyleyecek çok şeyleri olduğunu vurguluyor. Bu duvarlarda arzular, kızgınlıklar, endişeler,erotik simgeler, korkular ve hayal kırıklıkları çizim yada graffiti yoluyla duvarlara tasvir edilmiş; Şehrin anatomisidir bu duvarlar aslında..

Farklı kültürlerden gelen bu insanlar sanatı; kendilerini özgürce ifade ettikleri bir mecra olarak görmüşler ve duvarları bu amaç için kullanmışlar. Graffiti varoşlarda yaşayan insanların kurulu düzene karşı isyanlarının, söylemlerinin duvarlara çizilmesi ile başladı ve günümüzde ciddi anlamda sanat yapmak için kullanılıyor. Örneğin; Haziran ayında Baltimore’da Dünya’nın bir çok ülkesinden gelecek olan sokak sanatçıları bu şehrin gecekondu mahallelerinde “Wall” ( duvar) sergileri yapacaklar. Böylelikle hem bu bölge ekonomik anlamda canlanacak, hem de beraberinde yabancı yatırımcıyı bu bölgeye çekecek. 1968’lerde ırkçı çatışmaların olduğu kent bu sanatsal aktivite ile Baltimore’un dünya çapında sesinin duyulmasını sağlayacak. Farklı bir açıdan baktığımızda “Şehir Duvarları” projesi sokak kültürü ile sanat arasında bir köprü görevi görecek.

İyi bir fotoğrafçı olan Doğançay şehirlerin ruhunun yansıtıldığı bu duvar resimlerinde; hem kentlerin değişen yüzlerini, hem de kentin değiştirdiği insanları dikkatle gözlemlemiş ve eserlerinde bu gerçekleri kendi bakış açısı ile yansıtmıştır. Serginin bütününe baktığımızda sanatçının New York’da yaşadığı senelerde Pop-Art ve Neo-Dada akımından etkilendiğini görebiliyoruz. Andy Warhol’un 1960 senelerinde yaptığı fotografik baskılardan etkilenen Doğançay pop kültürünün simgeleri olan materyalleri kullanarak resimlerinde; “gerçekçilik” kavramını ustaca yansıtmıştır. Aslında her resmin arkasında farklı bir hikaye, farklı bir yaşanmışlık vardır, İzleyici sergiyi gezerken her bir eseri farklı bir şekilde okuyup yorumlayabilir.

Doğançay’ın araba lastikleri, çocuk ve kadın terlikleri, trafo, can simidi gibi nesneler ile üç boyutlu görsel bir güzellik kattığı tablolarında ; Marcel Duchamp gibi “Readymade” (hazır nesne) kullanımı ile kolaj ve fumaj tekniğinde yaptığı eserlerinde Neo-Dada akımının etkileri de görülmektedir.

Sanatçının resimlerinde bir düzen, ahenk yoktur aksine;kaos, drama, zaman zaman da ironiye rastlayabilirsiniz.

Sergiyi dolaşırken eserlerin güçlü etkisi ile sanki tek tek çalışmalara değil de gerçekten orada devam eden bir duvara bakıyormuşsunuz hissi oluşuyor insanda. Farklı dönemlerdeki serilere bakarken çok defa acaba bu duvarların arkasında ne olabilir diye hayal gücümü zorladığım anları hatırlıyorum.

İstanbul Modern gerek kompozisyon, gerek biçimsel kurgu, gerek renk düzeni olsun muhteşem bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Sergiyi ziyaretimin sonunda eserleri Dünya’nın değerli müze ve özel koleksiyonlarında yer alan  “Büyük Usta”nın  günümüz genç sanatçıları adına ne kadar önemli bir örnek olduğu ve ileride Çağdaş Türk sanatına yeni Doğançay’ların katılabilmesi dileği ile Müze’den ayrılıyorum.

Günümüz Çağdaş sanatında sokak ve graffiti sanatının önemli ismi Banksy şöyle bir metin yazmıştır:

“ ANY PERSON FOUND PAİNTİNG GRAFFİTİ

  ON THESE PREMİSES WİLL BE REPORTED

                        to the nearest art dealer “


print