İSTANBUL’DA YAZ BİTER SANAT SEZONU BAŞLAR

Yaz tatilinin ardından hızla açılan sanat sezonu Eylül ayında güçlü sergilere yer veriyor. Eylül – Ekim aylarını kapsayan sergileri görmek için gidilecek adresler;  Art On Galeri, Sanatorium, Galerist, X-İst, Mixer ve Pg Art Gallery.

ART ON İSTANBUL /  Ulrich Erben  / Renklerin Belleği / 16 Eylül – 18 Ekim

1940 doğumlu Alman sanatçı Ulrich Erben 16 Eylül- 18 Ekim tarihleri arasında Türkiye’deki ilk kişisel sergisi ile art ON galeri İstanbul’da. Küratörlüğünü Necmi Sönmez’in yaptığı sergide sanatçının ürettiği 40 adet tuval ve kâğıt eserlerden göreceğiz. Yapıtları önemli kurumsal ve özel koleksiyonlarda yer alan sanatçı “Renklerin Belleği” isimli sergisinde en eskisi 1999, en yenisi 2014 tarihli çalışmalarını sunuyor. Çalışmalarıyla 1960 sonrası Alman sanat ortamında dikkatleri üzerine toplayan Ulrich Erben, eserlerinde sıcak ve soğuk renk tonlarını bir araya getiren soyut kompozisyonlar kurgulayarak izleyicide farklı çağrışımlara yol açan soyut kurgular yaratıyor.

SANATORIUM / Stephan Kaluza / Anımsama / 16 Eylül – 18 Ekim

Alman sanatçı Stephan Kaluza’nın yeni ürettiği tuval üzerine yağlıboya resimlerini içeren sergisinde, keskin kontrastlar ve uygun derinlik efektleri ile sağlanan siyah-beyaz manzaralar yer alıyor. Resimlerinde Auschwitz gibi negatif çağrışımları olan mekânları seçen sanatçı insan evreninin, gerçek bir evren (doğa) ile hâlâ nasıl bir ölçekte bağlantıda olduğunu ya da her ikisinin de zaten birbirinden ne kadar kopmuş olduğunu inceliyor. 16 Eylül’de açılacak sergi 18 Ekim’e dek Sanatorium’da görülebilir.

GALERIST / Rasim Aksan  / Narcissus / 19 Eylül – 18 Ekim

Galerist, figüratif ve hipergerçekçi eserleriyle dikkat çeken genç sanatçı Rasim Aksan’ın ikinci kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. Rasim Aksan’ın eserleri, içinde bulunduğumuz görsel ve kültürel bombardımana vurgu yaparken, sanatçı bu sergi aracılığıyla son dönemin en popüler olgularından, günümüzün ‘Narcissus’larını yaratan özçekimi farklı bir bakış açısıyla ele alıyor. Günümüzde sosyal medyada en sık rastlanan içeriklerden biri olan özçekim, herkesin kendini önemli ve güzel hissetme arzusu ve başkaları tarafından bunun onaylanması isteğiyle hayat buluyor ve sanatçının sıra dışı yorumuyla yeni bir bağlam içerisinde sunuluyor. Kompozisyonlarını internetten seçtiği ya da kendisine gönderilen imajlardan aldığı kesitler aracılığıyla oluşturan Aksan’ın çalışmaları, sosyal medya ile teknolojinin kişisel ve toplumsal sınırlarının değişmesindeki rolünü ve bireyler üzerindeki politik ve sosyopsikolojik etkisini de irdeliyor.

X-IST / Engin Konuklu / Eternite / 11 Eylül – 11 Ekim

1990 doğumlu genç sanatçı Engin Konuklu’nun x-ist’teki ikinci kişisel sergisi 11 Eylül’de açılıyor. Nostaljik imgelerden faydalanan Konuklu, “Éternité” adlı yeni sergisinde 19. yüzyıl post mortem (ölüm sonrası) fotoğrafları ve bu fotoğraflarda izleyici ile fotoğraflananın ilişkisini inceliyor. İlgi ile takip ettiğim genç sanatçının eserleri 11 Ekim tarihine kadar izlenebilir.

MIXER / Karma Sergi / The Built Environment / 19 Eylül – 02 Kasım

Fotoğraf, resim, kolaj, baskı, heykel ve video gibi tekniklerle işlerini üreten dokuz farklı sanatçı, İstanbul’un sosyal ve kentsel özelliklerine göndermeler yapan, mekana özgü işler ortaya koyuyor. Mixer’in Tophane’deki galeri mekanında, 19 Eylül – 02 Kasım tarihleri arasında izleyiciyle buluşacak olan The Built Environment, Lower East Side İstanbul’da inşa edilmiş alanları kentsel topografya bakımından ele alarak, çevremizin düzen ve yapısının hayatlarımızda nasıl bir kaybolmuşluk, yüzleşme, ve hatta aksiyeteye yol açabildiğini irdeliyor.

PG ART GALLERY / Karma Sergi / Anomali / 6 Eylül – 25 Eylül

Pg Art Gallery sezonun ilk sergisi ‘Anomali’de beş farklı sanatçıyı bir araya getiriyor. Sergi, kişisel anlatı ve figürasyonun dış gerçekliği algılama ve yorumlama sürecindeki kullanımına odaklanıyor. Anomali, sanatçının tarihsel olanı kendi biyografisi ile çarpıtması ya da tümüyle fantazma üzerinden bir gerçeklik inşası sırasında mizahın, trajikomik ve ironik olanın, pastiş, illüstrasyon, grafik ve görselleştirme gibi her bir sanatçının kendine has bir biçimde kombine ettiği yöntemlerle buluşmasını sunuyor. Gerçekliğin manipülasyona uğratılması ile sanatçının yorumlama yöntemindeki ilişki izleyiciye gündelik verilerin, sanatçının zihninde nasıl bir filtrasyona uğradığına dair ipuçları veriyor.


print