HAFTANIN SANATÇISI İLE KISA KISA – ARDAN ÖZMENOĞLU

Neredeyse imzan haline gelen post-it çalışmalarının çıkış noktasından bahseder misin?

İmzam olmasının sebebi dünyada tek olmaları ve ilk defa benim tarafımdan yapılması. Bir çeşit buluş veya yeni bir sanat tarzı gibi, insanların hiç görmediği yeni bir resim anlayışı diyebiliriz. Artık dünya orijinallikle ilgileniyor, özel fikirlerle buluşmak istiyor.

Küçük yaşlarımdan beri resim yapıyorum. Resim yaparken bambaşka bir dünya yarattığımı, bu dünyada sadece benim istediklerimin olabileceğini ve hayal gücümü sınırsızca kullanabileceğimin farkına vardım, ve hiç bırakmadım. Bu yarattığım dünya benim için hala aynı. Bugün bile eserlerimi yaparken çocukken kurduğum o dünyanın içine giriyorum. Sanatla yaşıyorum, hayatımda başka önceliğim yok.

Popüler kültür ve tarihsel imgeler arasında köprü kurma düşüncesi nasıl gelişti?

Ben daha çok günlük hayata bir boyut ekleyen ama aynı zamanda büyük soruları basitçe soran işler yapmaktan heyecan duyuyorum. Fikirlerin zekayla ve yaratıcılıkla doğru orantılı olduğunu düşünüyorum.

Son serginde farklı bir malzeme olarak cam kullanıyorsun, bu seçimini etkileyenler neler?

Her yeni eserimin bir öncekinden daha farklı içerikte ama yine aynı özgünlüğü taşıdığını düşünüyorum. Post-it notlar her zaman işlerimin parçası olarak devam edecek, bu özel kağıdın her yere yapışması gibi ben de ona yapıştım, ama tabi başka materyal ve teknikle olan ilişkimi kesmiş değilim. Cam heykeller çok az ürettiğim kırılgan eserler, yeni değiller sadece az sergilediğim işler. Post-it resimlerimde yarattığım eserler gibi, heykellerde de birden fazla boyut ve katman var. Bu eserler post-it notlarla yaptığım resimlerden farklı işler değil, aynı dildeler, sadece vücut bulmaları farklı.  Çok keskin bir geçiş değil, anlarsanız aslında yine ben. “Ardan’ın işleri işte”


print