HAFTANIN SANATÇISI İLE KISA KISA – FELEKŞAN ONAR

Berlin Pergamon müzesi, Venice Glass Week gibi sergi katılımların dışında Londra’daki Victoria&Albert Müzesi, mülteci sorununa dikkat çektiğin 99 kuştan oluşan çalışmanı koleksiyonuna kattı. 15. yılını dolduracağın kariyerindeki bu parlamayı mini bir retrospektif ya da monografi ile devam ettirmeyi düşünüyor musun?

Evet, 15 yılda bayağı bir birikim oluştuğunu görüyorum. En önemlisi sanat söylemimde bir çizgi oluşmaya başladı ki bu noktada toparlayıcı ve kariyerimdeki döneme şemsiye olacak bir çalışma yapma arzusu içindeyim. Son 7 senedir her yıl sonu, o sene yaptıklarımı, kimlerle yaptığımı ve kimlerle paylaştığımı içsel gözden geçirip bunu bir özet bir teşekkür gibi kaleme döküyorum. 2019’da ise kariyerimin 15. senesinde bunu daha kapsamlı yapmak için hazır olduğumu düşünüyorum. En büyük arzum bunu bir kitap, monografi gibi basılı evrak ile yapabilmek. Bu konuda çalışmalarıma başladım.

Cam sanatı, Osmanlı’da el üstünde tutulmuş olmasına rağmen günümüzde hak ettiği değeri göremiyor. Bu konudaki fikrin nedir?

Cam malzeme olarak çok haksızlığa mağdur olan bir malzeme olduğunu düşünüyorum. Günümüzde endüstriyel cam üretimine geçiş ile bu malzeme ile yapılan günlük kullanım gereçlerinin de rahatlıkla yapılabilmesi sonucunda cam malzeme olarak gerçek değerini bulamıyor. Burada izleyicinin belki göz ardı ettiği, sanatsal üretilen cam ile endüstriyel üretilen cam arasındaki fark. Bir başka faktör de sanatsal üretim yapan cama gönül vermiş kişilerinde ticari beklentileri sonucunda zaman zaman malzemeyi daha standart form ve işlevler için kullanmaları. Dalında ismini duyuran cam sanatçılarının artması ile camın tekrar özel yerini bulacağına inanıyorum.

İlham aldığın cam sanatçıları arasında kimleri sayabilirsin?

Açıkçası başka cam sanatçılarından ilham alıyorum diyemem. Ama çok taktir ettiğim sanatçı arkadaşım var. Sürecini bildiğim çok meşakkatli çalışma sonucu ortaya çıkan eserlere saygı duymamam mümkün değil. Bana ilham veren ise daha çok doğada geçirdiğim zaman, yaptığım seyahatler, okuduğum kitaplar, gittiğim konserler ve binalar… Mimari beni her zaman çok etkilemiştir. Josef Hoffmann, Koloman Moser, Mies Van der Rohe, Gustav Klimt beni etkileyenlerin başında gelir.


print