YAĞIZ ÖZGEN – METADATA

Sanatorium’un genç sanatçılarından Yağız Özgen’in “Metadata” isimli yeni sergisi, sanatın zamansal tarihine değil, kavramsal tarihine göndermeler yapan bir dizi eseri ile 8 Nisan’da izleyici ile buluştu.  Bu haftaki yazımı,  yetenekli sanatçı ile yaptığım söyleşiye ayırmak istedim.

BÇ: Sanatorium’daki üçüncü kişisel sergin olan “Metadata”dan biraz bahsedebilir miyiz?

: “Metadata”, Türkçe’ye “üstveri” şeklinde çevrilebilecek olan bir bilgisayar terimi. Aslında basitçe ifade etmek gerekirse “metadata”, bir verinin hangi türden bir veri olduğuna dair bilgi veren üst veriler için kullanılan bir kavram. Örneğin, fotoğrafın ne türden bir fotoğraf olduğu ile ilgili bilgi veren başka bir veri için bu türden bir kavram, yani “metadata” söz konusu edilebilir. Sergideki çalışmalar, bu şekilde katmanlı bir yaklaşımı takip ederek, sanat yapıtlarına ait çevrim-içi sayısal görüntülerden, bilgisayar yazılımları aracılığıyla elde edilmiş veriler üzerine kurulu. Belirli bir sanat yapıtına ait, belirli bir sayısal görüntüye dayalı veri kümesinden bir renk kartelası ya da bir renk veri tabanı elde ediyorum. Elde ettiğim bu verileri yeniden resim olarak, ancak bu sefer başka bir düzen ilişkisi içinde görünür kılmaya çalışıyorum.

BÇ: Temsiliyet kavramını ele alan işlerin sanat tarihine ne tür bir gönderme yapıyor?

YÖ: Göndermeleri, kendisine gönderme yapılan çalışma ile ilgili bilgi vermek üzere değil, daha çok gönderme yapılan çalışmanın duyumsallığını başka bir düzen içinde çağrıştırmak üzere kurguladığımı ifade edebilirim. Yani, belirli bir duyumsal yapıyı başka bir düzen içinde yeniden duyumsal hale getirmeye çalışıyorum. İster istemez düzeni oluşturan birimlerden ziyade buna ek olarak, düzen ilişkisinin kendisini gösterdiğim de söylenebilir. En genel şekilde ifade edecek olursam, çalışmalarımda sanatın zamansal tarihine değil, kavramsal tarihine göndermeler yapan bir düzen kurguluyorum.

BÇ: Düz renkli panellerin yeni bir serinin başlangıcı mı?

YÖ: Çalışmalarımı çeşitli başlıklar altında topluyorum ancak onlara, belirli bir nicelikten oluşan başka bir dizi çalışmaymış ya da seriymiş gibi yaklaşmıyorum. Tek renk panellerden oluşan çalışmalar, sergideki diğer çalışmalarla benzer sorunsalları farklı bir biçimde görünür kılma girişimi olarak tanımlanabilirler. Uygulama aşamasındaki basitlik gözetildiğinde farklı birtakım çalışmalar olarak göze çarpsalar da kendi adıma bunların, benzer kavramsal soruları başka bir şekilde gündeme getirdiğini düşünüyorum.

BÇ: Seni ve sanatını en çok etkileyen sanatçılar kimlerdir?

YÖ: Yaklaşık dört yıldır çalışmalarına katıldığım Sanat Tanımı Topluluğu kavramsal sanat etkinliklerinin bu türden bir sanat yaklaşımına sahip olmamda etkisinin olduğunu söyleyebilirim. Marmara Güzel Sanatlar Fakültesi’nde öğrencisi olduğum Tayfun Erdoğmuş’u da bu noktada anmam gerekiyor. Almış olduğum eğitim bu türden bir yaklaşıma sahip olmamda elbette etkili olmuştur.

 

 


print